AXEL HEIBERG
Zig-Zag
Öğretisi’nin
ilk Batılı kurucusu ve koordinatörü,
Danimarka asıllı bir Alman
olan “Axel Heiberg”dir
(1875-1952) (S17). Heiberg, Bağdadi’nin ikinci
kuşak öğrencilerinden olup, tüm yazışmalarında, “K.
M. Allein” (Karl Michael Allein)
müstear adını kullanmıştır. “Hekim
Bey” gibi bu gelenek devam
ettirilerek, Heiberg’in halefleri
de “K. M. Allein” adıyla anılmışlardır. Heiberg’in
Müslüman oluşu ve Zig-Zag
Öğretisi’nin başına geçişinin öyküsü oldukça ilginçtir:
Mühendis,
bilim adamı, kaşif
ve aynı zamanda misyoner olan Axel Heiberg’in asıl
amacı, demiryolu inşaatında çalışmak üzere geldiği Şam ve çevresinde Hıristiyanlık
propagandası yapmaktır. Axel Heiberg’in
misyoner olarak gösterdiği çabalar, özellikle bölgedeki Hıristiyan
Araplar’ı fazlasıyla sevindirir. Hatta “Axel” ismi, zamanla “Aziz”
olmuş ve kendisi “Aziz Hayber” diye anılmaya
başlamıştır.
Heiberg,
misyonerlik çalışmalarını hızla yürüttüğü sıralarda, bir grup İskandinavyalı’nın
zaman
zaman Bağdat’ta
toplandığını duyar. Bunların arasında, ünlü Alman
matematikçi
“Georg
Cantor”
(1845-1918)
da bulunmaktadır. Aldığı adrese giden Heiberg,
verilen adresin bir cami olduğunu
hayretle görür. Cantor ve sekiz
İskandinavyalı’nın bu camide namaz
kıldıklarına ve “Mevlana Halid-i
Bağdadi” adında birinin dergahında saatler boyu bilim
konulu söyleşiler yaptıklarına tanık olur.
Hem
merakından, hem de tartışılan konuların üst düzeyde olması nedeniyle,
bir süre Bağdat’da kalarak bu
toplantıları izler. Ancak, içindeki koyu Hıristiyanlık taassubu nedeniyle,
konuşulanlara sürekli bir karşı koyma isteği duymaktadır. Onun bu
hissettiklerini duyarcasına, Bağdadi
de ona karşı kuşkuludur; diğerlerine gösterdiği yakınlığı ona göstermez.
Grubun özel sohbetlerine katılma izni istediğinde, Bağdadi,
Cantor
aracılığı ile kendisine şunları söyler: “Yanlış
hesap Bağdadi’den döner. O hayrı şerre çevirenlerdendir; bizden değildir”. Buna çok üzülen Heiberg,
toplantıların peşini yine de bırakmaz. Kozmoloji
ve kozmogoni (yaratılış)
bilimleri üzerinde Kur’an tefsirlerinin
yapıldığı bu söyleşilerde, Heiberg’in
yüreğindeki Hıristiyanlık ateşi giderek söner ve yerini İslamiyet’e
bırakır. Bağdadi’ye, Cantor
aracılığı ile yeni bir mesaj gönderdiğinde ise şu cevabı alır: “Sora
sora Bağdadi bulunur. O artık şerri hayra çevirenlerdendir; bizdendir”.
Bunun üzerine, Heiberg, Kelime-i
Şehadet getirerek Müslüman
olur ve Bağdadi tarafından, kendisine, “Kasım
Muhammed” adı verilir.
Axel
Heiberg, bir süre
sonra Suriye’ye döner. Oradaki Hıristiyan Araplar, bir zamanlar
“Aziz
Hayber”
dedikleri adamın
namaz kılmakta olduğunu görünce öfkelenirler. “Muhammed”
adını kullandığı için, kendisini, “Muhammed
Al-Lain” (Lanetli Muhammed) diyerek
aşağılamaya çalışırlar. Bu sırada, Bağdadi’nin
ölüm haberi gelir
ve
Heiberg çok sarsılır. Üzüntüsünden
yemez, içmez olur, zayıflar. Bu durumdan istifade etmek isteyen Süryaniler,
kendisine güzel bir kadını musallat ederler. Gençliğin verdiği tutkularla
kendini bir süre bu kadına kaptıran Axel Heiberg (kendi notları ve
günlüğüne göre) bir gün inanılmaz
bir olayla karşılaşır:
Halep
demiryolunun inşaatında
çalışmakta olan bazı Alman, İskandinav ve Flaman teknisyenlerin, bir
demiryolu işçisi tarafından ayartılıp müslümanlaştırıldığı
söylentileri Heiberg’in
kulağına kadar gelmiştir. Bu işçiyi dayanılmaz bir merakla görmeye giden Heiberg, karşısında hiç beklemediği birini bulur. Bu işçi, Bağdat’daki
söyleşilerde defalarca yüzyüze geldiği Bağdadi’den
başkası değildir. Mevlana Halid-i Bağdadi,
pek
pejmürde, ancak tertemiz giysilerle demiryolu inşaatında kazma sallamaktadır.
O
anda, Bağdadi’nin, ona ve Bağdat’daki
söyleşilere katılan diğer sekiz Müslüman
Alman
mühendise, bu toplantılardan birinde söylemiş olduğu sözleri hatırlar.
Bağdadi:
“Batı’ya
gitmelerini, ilmini Batı’ya götürmelerini, İslam’ın güneşinin
Batı’dan doğacağını; Kur’an’ın
gizemleri aracılığı ile ve “tezkirelerle” haberleşeceklerini ve
“zaman yolculuğu” sayesinde dönem dönem görüşeceklerini” söylemiştir.
İşte Bağdadi karşısındadır
ve dedikleri çıkmıştır.
Bağdadi,
Hazreti Hızır’dan, zaman yolculuğunun ve
kendi veliliğinin
kazandırdığı imtiyazla, “Diri
Şehitler - Yeşil Sarıklılar” olmanın sırrını almıştı. Hatta, bir söyleşisinde, Heiberg’e, “Hazreti
İdris’in ölümü tadıp ölmediği ve yüce bir makama alınışının sırrını
yaşadığını” söylemişti. Yukarıda yazdığımız vasiyetinde de
ebedi
olduğunu belirtmiştir.
Bağdadi’nin
bu kerametine kendi gözleri ile tanık olduğunu yazan Heiberg
ve diğer Batılı Müslüman mühendisler, bir süre sonra ülkelerine dönerler.
Hızır Tezkiresi’nin emanetçisi
olan Hekim Bey, Bağdadi’nin ölümünden
sonra, Tezkire’nin bir nüshasını,
Bağdadi’nin öğrencilerinden George
Ivanovich Gurjieff’e, İstanbul’da
teslim eder. Gurdjieff, bu nüshanın bir kopyasını çıkartarak Axel
Heiberg’e verir. Tamamı yedi paragraf
olan bu yazıtın İngilizce’ye çevrilen nüshaları, “… ve Hızır Bana Dedi Ki” başlığı ile çoğaltılmıştır.
Axel
Heiberg, Bağdadi’nin
öğrencisi olarak, Kur’an’daki gizli bilimlerden (K3), özellikle
cifir ilminden büyük feyiz almıştır. Hatta, kendisinin, Hazreti
Hızır tarafından bizzat eğitildiği, Gurdjieff tarafından
ileri sürülmüştür. İslami gizli bilimlere göre, insanın kendi “tüneline”
gizlenerek “görünmez” olabileceği sırrına ermiş
olan Axel Heiberg’in bir süre Türkiye’de kaldığı bilinmektedir. Kur’an
ayetleri ve cifirle bu sırra
eren büyük bilgin ve gizemci
Axel Heiberg’in, ülkemizde kaldığı yıllarda, Bağdadi’den “el
aldığı” görünmezlik yeteneğini zaman zaman “sergilediği”, yazarımız
Hans von Aiberg tarafından, “İstanbul
seyahatinde belirtiliyor” sözleriyle açıklanmıştır (Aiberg’in
bu sözlerinden, bir “İstanbul Seyahati Notları”
olduğu anlaşılıyor. Ancak, bu notlar Heiberg’e
mi, yoksa Gurdjieff’e mi ait, bunu
bilemiyoruz). Hatta, Heiberg, ünlü
yazar Herbert G. Wells’in yarattığı
“Görünmeyen
Adam” (K150) tipinin bizzat kendisi
olduğunu söylemiştir (Bu eserde, Axel
Heiberg’in açıkça tarif edildiği, bizzat romanın yazarı tarafından
belirtilmiştir).
“K. M. ALLEIN” ADININ DOĞUŞU
Daha
sonra Kanada’ya
geçen Axel Heiberg, diğer Müslüman mühendislerle mektuplaşmalarında,
“Kasım Muhammed” adının baş harflerinden “Karl
Michael
Al-Lein”
(Karl M. Allein)
parafesini seçerek
kullanmaya başlar. Heiberg, “Al-Lain” (Lanetli)
anlamındaki lakabını misyonerlik günlerindeki günahının kefareti
olarak benimser ve taşır. İşte, “K.
M. Allein Mektupları”nın ünlü ve esrarengiz imzası böyle doğmuştur
(Bundan sonra, yazımızda “K. M. Allein” yerine,
kısaca “KMA” harflerini kullanacağız.
Georg
Cantor’un sadece
bilimle uğraşması nedeniyle, İslami tebliğlerin koordinatörlük görevini Axel
Heiberg üstlenmiştir. Kendisi kadar mümin bir Müslüman olan kardeşi
“Dr.
Eivind (Edvin) Heiberg” (1870-
? ) ile
birlikte, bilim adamlarına bazı İslami
tebliğleri göndermeye başlarlar. Tabii, bu tebliğlerin kaynağı, Halidi-Doğu
Ekolü’nün koordinatörü ve baş
emanetçisi olan
Hekim Bey’dir.
Daha sonra, Zig-Zag
Öğretisi’nin Avrupa sorumluluğunu kardeşine bırakan Axel,
Kanada ve
ABD’de bu öğretinin nüvesini oluşturmaya
çalışır. Bir taraftan Kanada’nın kuzeyindeki bir adaya
yerleşip, burada “görünmezlik”
deneyleri üzerinde çalışmalar
yaparken, diğer taraftan, Avrupa’daki Zig-Zag
mensuplarını “KMA”
imzalı mektuplarla yönetmeyi
sürdürür.
Bugün
ABD’de “Baghdad”
isimli bir yerleşim merkezi
vardır. Bu kentin kurucusu “Marwel
Hollyday” adında
Doğulu bir inisiyatördür. Bu üç
ismin baş harfleri ile “Mevlana
Halid-i Bağdadi” isminin
baş harflerinin aynı oluşu dikkat çekicidir. Ayrıca, Amerikalı zenci Müslümanlar’ın,
bugün, Bağdadi ismine çağrışım
yapan “Bagh
Dady” adında Doğulu bir
inisyatörleri bulunmaktadır. Ancak, bu kişilerin, Zig-Zag Öğretisi ile bir bağıntılarının olup, olmadığını
bilmiyoruz.