Hitler’in
diğer telepatı, General “Karl Ernst
Haushofer” (1869-1946), soylu bir Alman ailesine mensup olup, Münih Üniversitesi’nde
siyasi coğrafya ve askeri tarih okumuştur. Askeri Akademi’den mezun olduktan
sonra, Uzakdoğu ülkelerine merak
sarmış, Birinci Dünya Savaşı öncesi, Türkiye,
Tibet, Hindistan, Mançurya, Japonya ve diğer Uzakdoğu ülkelerine bir çok
kez gitmiş; o ülkelerdeki derviş
tekkelerinde ve budist manastırlarında uzun
süreler kalarak, oraların geleneklerini, dillerini ve gizli bilimlerini öğrenmiştir.
Haushofer’e
göre, “Alman ulusunun kökeni Orta Asya’dadır”. Haushofer,
gizemli “Thule Örgütü”ne girmiş,
1920 yılında bu örgüte Hitler’in
de katılmasını sağlamıştır. 13 yabancı dili çok iyi bilen Haushofer,
jeopolitik biliminin kurucusu ve Nazi’lerin
ünlü “Gamalı Haç” sembolünün
de yaratıcısıdır (S78).
Haushofer,
1919 yılında tümgenerallikten emekli olur ve Münih Üniversitesi’nde
jeopolitik konusunda profesör olarak göreve başlar. Bu sırada, asistanı
olan Rudolf Hess aracılığı ile Hitler’le
tanışır. Hitler, başarısız bir
ayaklanma nedeniyle Landhurstt
General
Haushofer,
Birinci ve İkinci Dünya Savaşı sırasında, olayları önceden
haber vermedeki olağanüstü yeteneği ile göze çarpmıştır. Düşmanın
saldıracağı saati, bombaların düşeceği yerleri, fırtınaları, hakkında
hiç bir şey bilmediği ülkelerdeki siyasal gelişmeleri önceden
bildirmektedir. Bu yetenekleri ile Hitler’i
etkisi altına alan Haushofer
Her
şeyi önceden bilen Haushofer, Hitler’e
karşı yürütülen yeraltı hareketinin bir üyesi olan oğlu Albrecht’in,
Hitler suikastına karışanlarla birlikte 1945 yılında Gastepo
tarafından idam edildiğini ise çok sonra öğrenir. Oğlunun, idamdan
sonra iade edilen kanlı ceketinden çıkan pusulada şunlar yazılıdır: “Babam,
kötülüğün soluğunu duyamadı; şeytanı Dünya’ya saldı”.
Haushofer,
savaştan sonra Nürnberg Mahkemesi,’ne
çıkartılmış, mahkeme sonucunda serbest bırakılmış; ancak 1946 yılında, Yahudi kökenli eşi Matha ile birlikte Japon geleneği ile intihar etmiştir.
Yazarımız
Aiberg, Haushofer’in, İstanbul’da,
Eric-Jan Hanussen ile birlikte, Gurdjieff
tarafından Müslüman
yapıldığını yazmıştır. Hatta, Bağdadi’nin
öğrencileri arasında, Gurdjieff’le
birlikte Haushofer’in de bulunduğunu
ileri sürmektedir. Bunu,
Bağdadi’nin
ölümünden yaklaşık 50 yıl sonra
doğan Haushofer’in Bağdadi ile buluşması, ancak Bağdadi’nin,
daha önce örneklerini verdiğimiz zaman
gezmenliği