Eğer,
gelecekten geçmişe gelenler var
ise, bu gelenlerin görevli kişiler olabileceğini
ve tarihi değiştirebileceklerini kabul
etmemiz gerekir. Bunu, İslam
kriptolojisine göre, “Zülkarneyn-Hızır”
kıssalarından anlıyoruz:
Hazreti
Zülkarneyn,
geçmişteki bir “Yecüc-Mecüc” istilasını geleceğe
ertelemiştir ki bunun anlamı tarihin
değiştirilmesidir (Enbiya Suresi’nin
96. ve 97. ayetleri).
Zaman
gezmeni Hazreti Hızır’ın tarihe müdahele
edebildiğine dair örnekler pek çoktur. Örneğin, Kehf
Suresi’nde çok iyi anlatıldığı gibi, Hazreti
Hızır’ın zamanda geri
Bir
hadise göre: “Rabbimiz,
her gün Levh-i Mahfuz’a 360 kez nazar eylemektedir”. Bunun anlamı, Allah’ın,
duaları kabul edilen bazı kulları için, değişikliklere
açık bulunmasıdır.
Resmi
bilim de, tarihin değiştirilebileceğini
bazı varsayımlarla kabul etmektedir. Örneğin, çift
yaratılan parçacıkların (pair production particles), birbirlerinden habersiz
bile olsalar, tıpatıp aynı davranmalarını
sağlayan kuantum gizli değişkenleri (hidden
variables), tarihin değiştirilebileceğini
söyler (K111). Bu gizli değişken
çiftlerin, zamanda ileri ve geri olarak
ilişkilendirilmelerini ve aynı davranışı
göstermelerini öngörür.
H.
R. Pagels’in,
1982 yılında yayınlanan “The Cosmic Kode: Quantum Physics as The Language of Nature” (Kozmik
Kod: Doğanın Dili Kuantum Fiziği) adlı kitabında (K111) bu konuda ayrıntılı
bilgiler bulunmaktadır (Bu kitap, ülkemizde, 1992 yılında aynı isimle yayınlanmıştır).
Ayrıca, J. G. Cramer’in, “Quantum Time Travel” (Kuantum
Zaman Yolculuğu) adlı yazısında da (D14) bu konu ele alınmıştır.
Evrendeki
antimadde’nin zamanda
geri gitmesi ile de geçmişi değiştirmenin
mümkün olacağı anlaşılmıştır. H.
Alfven’in, 1966 yılında yayınlanan “Worlds-Antiworlds” (Dünya’lar-Anti-Dünya’lar)
kitabında (K2) da bu konuya değinilmiştir.
Kuantum
Teoremi (K111,
K112), Kara Delikler (D48, D34, D35)
ve Parelel Evrenler
Philadelphia
Deneyi’nden
(K15, K95) sonra, ABD ordusunca benzer uygulamaların yapıldığı ve bu
deneyler sonucunda zaman yolculuğu olaylarının gerçekleştiği
bazı kaynaklarca ileri sürülmektedir (K17, K99, K100).
Kur’an
ayetleri
ile örneklediğimiz tarihin değiştirilmesi
görüşüne, “tümevarımcı uzlaşımcı
görüş” diyoruz. Bu görüş, (Hazreti
Hızır’ın yaptığı gibi) “Tarihin değiştirilebileceğini, torunların, atalarına müdahele
edip, geçmişi kendi idealleri doğrultusunda düzenleyebileceklerini” savunur.
Bu konudaki çeşitli yayınları
dikkate aldığımızda, din ve
bilimin “mutabık” olduklarını söyleyebiliriz.
Aiberg,
yukarıda sözünü ettiğimiz gibi, başından geçen bir UFO
gözlemini de anlatarak, bunu ciddi şekilde
iddia ediyor. Ayrıca, Kozyrev’in “Batı’ya
Mesajı”ndaki ve Jessup’un
baskıdayken bazı bölümleri çalınan kitabındaki iddiaları
ve Einstein’in ölüm döşeğindeki
sözleri, bunların hepsi bir tek noktada birleşiyor: Einstein’in,
“Biz
Mahşer’in yedi suvarisiyiz” dediği gibi, acaba yedi Yahudi zaman gezmeni,
Bu
bir gerçekse, zamanımızda da, gelecekten
gelerek aramıza karışmış olan gizli
birilerinin olması pek muhtemeldir. Kur’an
kriptolojisinde (ledünni anlamda),
böyle bir işaret vardır: “İyi
niyetli” ve
“kötü niyetli” iki düşman kamp. Bu çok ince sır,
Kehf Suresi’nin 32. ayetinden
itibaren yer almakta, ancak cifir bilimini
bilenlerce anlaşılabilmektedir. “Mehdistler”le,
süfyanistleri karşı karşıya getirecek bir din savaşının habercisi olan bu ince sırda, aynı zamanda, Zig-Zag
Öğretisi’nin oluşumunun “nedenleri”
yatmaktadır.
Kozyrev’in
gerçekleştirdiği zaman yolculuğu deneyinden
söz ettiğimizde, konunun haliyle “Geçmişe
gidilebilir mi?” tartışmasına kadar gitmesi kaçınılmazdı. Bu aşamada
da, Aiberg’in, kitaplarının değişik
bölümlerinde sözünü ettiği yukardaki çok ilginç konuları gözardı
edemezdik. Şimdi, tekrar kaldığımız yere dönüyor, Zig-Zag
teoristlerinin
1940’lı yıllarda, KMA mektupları, David Hilbert ve Arnold Sommerfeld başta olmak üzere, bir çok seçkin bilim adamına adeta yağmaktaydı. Bunların içinde en ilginci, ünlü Philadelphia Deneyi’ni gerçekleştiren Dr. Jessup’un öyküsüdür: