Soyut kütle, Planck Sabiti’nin öte tarafında kalan her şeyin ismidir. Yani, kısaca, yaşadığımız somut evrenin dışında kalan öbür alemin tanımıdır.
Eski Yunanlılar, örneğin 3-5’in sonucunu, imkansız diye bilirken, Kur’an’dan çıkardığı cifir bilgisini cebir haline getiren (Sıfırın kullanımını ve ondalık sayıları bulan) Müslüman Türk alimi Al Cabir, 3-5’in sonucunu -2 olarak tanımlamıştır (Algebra-Cebir ismi bu ünlü alimden gelmektedir).
Antimaddenin
varlığının ortaya konuluşu, 1920’li
yıllara kadar gitmektedir. O yıllarda, Kuantum
Teoremi’nin dalga mekaniğinin kurucusu
Schrödinger’in denklemlerinin
(K66), bilinen “artılı” çözümün yanısıra, bir de “eksili”
çözüm vermesinin Maurice Dirac
Bugün artık soyut matematik uzaylar, soyut kuvvet alanları, soyut kartezyen koordinatlar modern bilimin bir parçasıdır (K88, K135). Minkowsky’nin, zaman boyutunu, “karekök içinde -1”olarak tanımladığını daha önce belirtmiştik. Artık Kuantum Teoremi’nden karadeliklere kadar bir çok teorem soyut sayılarla içiçedir.
Negatif sayıların antimaddeyi heber vermesi gibi, soyut sayılar da soyut kütlenin habercisidirler. Soyut bir matematik matrisin, soyut bir geometrik matris ve soyut bir kütle fiziğinin habercisi olduğu, Dünya’da ilk kez Zig-Zag Grubu’nca belirlenmiştir.
Bilimsel olarak kanıtlanmasının yanısıra, Bağdadi’nin, tezkirelerinden birinde, Hazreti Hızır ile birlikte gezdiği “Mücerret Alem”i (Soyut Alem’i) anlatmış olması, Zig-Zag Grubu’nın bu konudaki inancı ve israrının en önemli delilidir: