11 BOYUTLU SÜPER SİCİM TEOREMİ    

Murray Gell-Mann’ın rüya olayı ile ilgili olarak okuduğumuz Hızır Tezkiresi’nin son cümlesini tekrarlayalım:

“Her kim, yazılmamış söylendiğinde, onu vakti gelince idrak ederse, “yedi mesani buutun” batındaki sırrının, sebit “yedi” ile sabit olmuş “Kuvve-i Irkiyye” esrarı ilahisine murabbasıyla mazhar olur.”

Bu cümleyi sadeleştirelim:

“Her kim yazılmamış söylendiğinde, zamanı gelince onu kavrarsa, “yedi şifreli boyutun” içteki sırrına ait “Yedi Irk Kuvveti”nin ilahi sırrına açıktaki “dört boyutlusu” ile birlikte ulaşmış olur.”

Bu cümlenin açıklamasını daha önce yapmakla beraber, tekrarlamakta yarar görüyoruz: Kur’an’ın “7” ile belirlenmiş ve “içerde” (tünel içinde) saklı yedi boyutu daha vardır. Bu boyutlar açığa çıkmamış, saklı kalmışlardır. Gerçekte, bir kuantın, iplikçik veya sicim halinde “10” ve zar (membran) halinde “1” adet olmak üzere, toplam “11 boyutlu” olduğu matematiksel olarak ispatlanmıştır.  

Açıkta (içinde bulunduğumuz evrende) dört boyut olduğuna göre, geri kalan yedi boyut, içerde (tünel içinde) saklı kalmışlardır. Eğer bunların tümü açığa çıkmış olsaydı, biz 11 boyutlu bir evrende bulunacaktık. Böylece, Planck Uzayı, dışa açılmış dört boyutu ve Hilbert Uzayı, içerde kalmış yedi boyutu içermektedir. Büyük Patlama’da, dört boyut (üçü mekan, biri zaman) açığa çıkarken, diğer yedi boyut tünelin ardında kalmışlardır. Bunlar, “enfus”unda (kendi nefislerinde), yani Hilbert Uzayı’nda saklı kalmışlardır. Bu nedenle, dört boyut, bize, “sabit murabba” (dörtlü) olarak gözükürken, diğer yedi boyut, “sabit mesani” (saklı) olarak görünmemektedir.   

Böylece, Hızır Tezkiresi’nin yol göstermesi ile Zig-Zag Grubu’nca geliştirilen, 11 boyutlu “Süper Sicim (String) Teoremi” ortaya çıkar. Bu teoride, evrendeki temel nesnelerin, noktasal parçacıklar değil, “titreşen” ince iplikçikler (sicimler) olduğu açıklanır. 11 boyutun yedisi, Hilbert Uzayı’nın minik mekanında saklı kalmış, dördü evrenimize açılmıştır. Takyon Evreni’nde ise, durum bunun tersidir: Açılmış yedi boyut vardır; dördü saklı kalmış, yani bizim evrenimize açılmıştır. Böylece, her iki evren arasında, tersine bir boyut simetrisi bulunmaktadır. 1984-1988 yılları arasında yürütülen bu çalışmalara, Salam (S31), Bergshöff, Duff, Pope, Bilencowe ve Ergin Sezgin adındaki Türk bilim adamı katılmışlardır.

Süper Sicim Teorisi, Hızır Tezkiresi’nde belirtilen bazı ipuçları üzerinde kurulmuştur. Hatta, Bağdadi’den Axel Heiberg’e iletilen, Bağdadi’nin kendi Kur’an’ının içinde, “11 düğüm atılmış bir ibrişim” bulunmaktadır. Bu ibrişim, konulduğu tarihten beri, bu Kur’an’ın Vakıa Suresi’nin yazılı olduğu sayfalar arasında muhafaza edilmektedir. Bağdadi’nin, ibrişimi, Vakıa Suresi’nin sayfaları arasına koyması, onun, bu surenin ne denli önemli olduğunu işaret eden bir vasiyetidir.