AL-İ İMRAN SURESİ’NİN 104. VE 114. AYETLERİNİN SIRRI
Al-i İmran Suresi’nin 104. ayetinde şöyle denilmiştir:
“İçinizden öyle bir cemaat çıksın ki, hayra çağırsın, iyiliği emretsin, kötülükten vazgeçirmeye çağırsın. Kurtuluşa erenler işte onlardır.”
Aynı
surenin 114. ayeti ise şöyledir:
“Onlar Allah’a ve Ahiret Günü’ne inanırlar; iyiliği emreder, kötülüğü yasaklarlar; hayır işlerine koşuşurlar. İşte onlar hayıra ve barışa hizmet edenlerdir.”
104.
ayette “klasik”
müminler grubu, 114. ayette ise, Batılı
gizli Müslüman bilginleri de kapsayan gerçek “arif”
müminler
grubu kastedilmiştir.
İşte, Hazreti Mehdi’nin
gelişi ile bu iki grup birleşerek tek
bir cemaat olacak,
süfyanizm ve
onun Tanrı’sı Deccal’e karşı savaşacaktır. 104. ve 114. ayetler arasında
her iki grubu belirleyici ayetler yer almaktadır. Örneğin,
110. ayet şöyledir:
"Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder, kötülüğü yasaklarsınız; Allah’a iman edersiniz. Eğer kitap ehli de inansaydı, kendileri için elbette iyi olurdu. İçlerinde inananlar da var; ancak çoğu inançsızlardır.”
“Kitap
ehli” içinde
“İnananlar da var” denilenler kimlerdir? 112. ayette, “İnananlar”
şöyle
tanımlanıyor:
“Ama hepsi bir değildir. Kitap ehli içinden, Allah için baş kaldıran, geceleri Allah’ın ayetlerini okuyup, ona secde eden bir cemaat de vardır.”
Ayette,
“Allah için
baş kaldıran bir cemaat de vardır” diye
tanımlanan bu grup, Aiberg’in son TV konuşmasında, “İslam’da
süfyanistlere, din tacirlerine, yobazlara karşı
“Bizler,
“Bir gün gelecek, tüm Dünya Müslüman
olacak” hadisinin öncüleri olarak 60
milyonluk bir kitleyiz. Bunun özündeki altı
milyon kişi, sadece müslim değil,
aynı zamanda müminler grubudur. Onların çekirdeğinde de, yarım milyonluk seçkin bir grup var: Bu grup, “Zick-Zack”, “Sieg-Sag”, “Zig-Zag” ve bağımsızlardan oluşan, din ve bilimde ileri derecede zakir,
arif ve alimler grubudur. Böylece, imanlarımız derece derece; yani,
hepimiz aynı değiliz. Biz kitap ehlindeniz; Hıristiyan görünen, ancak gizli
Müslüman olan bir kitleyiz. Ayette belirtildiği gibi, geceleri sabahlara
kadar Kur’an’ı, hem normal
kıraatıyla, hem de bilimsel anlamıyla okuyor, Allah’ın bilimini, vaaz, irşad ve tebliğ ediyoruz. Allah
“misallerini” içeren her bilimsel
sırrı bulduğumuzda, Faatır Suresi’nin
28. ayetinde belirtildiği gibi, Allah korkusuyla
kendimizi hemen secdeye atarız.
Ayette, “Secde eden bir cemaat de vardır”
sözüyle belirtilenler bizleriz.
Bizler,
Bu cemaat için, Al-i İmran Suresi’nin 114. Ve 115. Ayetlerinde şöyle denilmiştir:
“… İşte onlar hayıra
ve barışa hizmet edenlerdir. Yapacakları hiç bir iyilik