003 - 30 Eylül 2001 Pazar

slm & slm


"İki doğu ve iki batının Rabb'i" Yukarı

Haber grubu Home sayfasında, kısa değişiklikler yapıyorum. Amacım Zigzag mensuplarının beni kolay araması ve bulması. O bölüme onları organize eden mesajlar yazıyorum. İşi biteni silip yeniden yazıyorum. Bunlar geçici olarak 313'lere verilen talimatlar. Bir süre daha devam edecek, daha sonra yeniden dört yöne olan Allah armasını/logosunu koyarız. O logonun her biri Allah'ın grafik/kufi biçiminde ve 4 yöne yazılışıdır.

"Allah iki doğu'nun ve iki batının Rabb’idir" ayeti uyarınca, dört yönü oluşturuyor.

Doğular:

1. Dogmatik doğu (Taliban gibi)
2. Doğru doğu: (3:104)

Batılar da iki tane:

1. Batıl Batı (Ali İmran'da anlatılanlar)
2. Batın (Gizli müslüman) Batı

O logo, Rahman suresindeki iki doğu ve iki batıyı anlatmaktadır. Üstelik o gördüğünüz amblem eşkenar yani dik durmak zorunda. Çünkü dikkat ederseniz, Allah yazıları dört yöne doğru ve sanki W,E, M ve 3 gibi durmaktadır. Aslında üç sandığınız doğrudan B harfidir. 12'lik sistemi (WorlDozen) anımsadınız mı? W E M B harfleriyle anlatılıyordu. Bu düzenin adı WEMBing. Gelecekte her dile yerleşmiş bir isim. Hani vardır ya, Kapitalizm, Komünizm gibi, bu da WEMB işte. Adil bir düzen.


"Graceland" Yukarı

Ben boşuna mı, bir şiir yazmışçasına Missisipi ve Tennesse den söz etmiştim. Zigzag çok nadir olarak bazen değişik bir iki istisna yapıyor ama bunu Türkiye'de hiç uygulamadı. Eskiden cep fotoromanlar çıkardı, romantik italyan... Onlar içinde çok seyrek de olsa ZigZag senaryo yazdı çünkü bazı deneyleri şifrelemişti. Ben birini anımsıyorum, sanırım 490'lı sayılardan biriydi. Bunların Türkçesi de var. Orada oyuncu Michaela Roc adlı bir aktrist idi. Konu Einstein'ın izafiyet teoreminin Dhurakhapalam ile sınanmasıydı. Üstelik zamanda yolculuğu yaptıran da Gurdjieff idi. Ceylan yayınları mı neyse öyle bir yerden Türkçesi de çıkmıştı. İşte Zigzag bazen böyle haberleşiyor. O yıl Paul Kamensberg deneyi yapılmıştı. 1974 yılı olabilir. Eğer bu kolleksiyonları bulmanın bir yolu varsa, Türkçesi "Seni sevmek Kaderim" olan bu CEP FOTOROMANI bulabiliriz. Onu yazan ve uygulayan KMA'dır. Bende yok ama bulabilen olursa, şok olacaksınız. Graceland’i Paul simon'a bir genç zenci bayan vermişti sözleri. Müzik Paul Simon'dan, söz ise meçhul bir hanım.

GRACELAND

İNAYET YERİ - İNAYET ÜLKESİ

The Mississippi Delta was shining

Mississipi Detası parlıyordu

Like a National guitar

Milli gitar gibi

I am following the river

Nehri takip ediyorum

Down the highway

Otobandan aşağı

Through the cradle of the civil war

İç savaşın beşiğinden doğru

I'm going to Graceland, Graceland

Graceland'e gidiyorum, Graceland

In Memphis Tennessee

Tennessee Memphis'deki

I'm going to Graceland

Graceland'e gidiyorum

Poor boys and Pilgrims with families

Yoksul çocuklar ve hacılar aileleriyle

And we are going to Graceland

Ve biz Graceland'e gidiyoruz

My traveling companion is nine years old

Benimle yolculuk eden arkadaşım dokuz yaşında

He is the child of my first marriage

Benim ilk evliliğimden çocuğum

But I've reason to believe

Fakat inanmak için nedenim var

We both will be received

Biz hepimiz kabul edileceğiz

In Graceland

Graceland de

She comes back to tell me she's gone

O gittiğini söylemek için geri geliyor

As if I didn't know that

Sanki ben bunu bilmiyormuşum gibi

As if I didn't know my own bed

Sanki ben kendi yatağımı bilmiyormuşum gibi

As if I'd never noticed,

Sanki ben hiç farketmemişim gibi,

The way she brushed her hair from her forehead

Saçlarını alnından doğru tarayışını

And she said losing love

Ve o aşkı kaybediyor olduğunu söyledi

Is like a window in your heart

Kalbindeki bir pencere gibi

Everybody sees you're blown apart

Herkes senin bir tarafa uçtuğunu görüyor

Everybody sees the wind blow

Herkes rüzgarın uçtuğunu görüyor

I'm going to Graceland

Graceland'e gidiyorum

Memphis Tennessee

Memphis Tennessee

I'm going to Graceland

Graceland'e gidiyorum

Poor boys and Pilgrims with families

Yoksul çocuklar ve hacılar aileleriyle

And we are going to Graceland

Ve biz Graceland'e gidiyoruz

And my traveling companions

Ve yolculuk arkadaşlarım

Are ghosts and empty sockets

Hayaletler ve boş yuvalar

I'm looking at ghosts and empties

Hayaletlere ve boşlara bakıyorum

But I've reason to believe

Fakat inanmak için nedenim var

We all will be received

Biz hepimiz kabul edileceğiz

In Graceland

Graceland de

There is a girl in New York City

New York şehrinde bir kız var

Who calls herself the human trampoline

Kendine insan trambolini diyor

And sometimes when I'm falling, flylng

Ve bazen ben düşerken, uçarken

Or tumbling in turmoil I say

Veya kargaşa içindeyken diyorum ki

Oh, so this is what she means

Oh, işte bu onun demek istediği

She means we're bouncing into Graceland

O bizim Graceland'e zıpladığımızı kastediyor

And I see losing love

Ve aşkı kaybedişi görüyorum

Is like a window in your heart

Kalbindeki bir pencere gibi

Everybody sees you're blown apart

Herkes senin bir tarafa uçtuğunu görüyor

Everybody feels the wind blow

Herkes rüzgarın uçtuğunu görüyor

In Graceland, in Graceland

Graceland'de, Graceland'de

I'm going to Graceland

Graceland'e gidiyorum

For reasons I cannot explain

Açıklayamayacağım nedenlerden ötürü

There's some part of me wants to see

Benim bir parçam görmek istiyor

Graceland

Graceland'i

And I may be obliged to defend

Ve ben belki savunmaya zorunlu tutulurum

Every love, every ending

Her aşkı, her sonu

Or maybe there's no obligations now

Veya belki hiç zorununuk yoktur şimdi

Maybe I've a reason to believe

Belki inanmak için nedenim vardır

We all will be received

Hepimiz kabul edileceğiz

In Graceland

Graceland de


"Montauk" Yukarı

Montauk ile dünyayı yönetmeye kalkışan sistemin engellenmesi gerekiyor. Bu "Öteki bağın" sahiplerinin iğrenç bir planı. Dünyayı yönetmeye hazır BİG BROTHER (Masonuk Büyük birader gibi) ve öteki adıyla Big Boss (Büyük Patron), bir diğer adıyla da BBG (Biri bizi gözetliyor gibi). Bu Kur'an'da da var. "Melei Ala"dan haber hırsızlığı. Şifre şöyle Haber=Data, hırsızlık=çalmak, Mele=Empoze, yayın, Ala=En üst sistemden yayın.

Hani cinler gökte bazı noktalara yerleşirlerdi ya, oradan da melekleri dinlerlerdi. Bu birinci anlamıydı. İkinci anlamı ise magnetosfer, üçüncü anlamı, beyinlere yayın. İşte Montauk iğrenç bir proje. Bir tür hipnoz gibi.

Mele-i Ala, şudur: Beyin kanallarından insanlara mesaj ulaştırılabileceğidir. Zaman yolculuğu nasıl saklanmış bir projeyse, Montauk'ta saklı projedir. Çünkü bundan sonraki bilgisayar kuşağı artık, çekirdek asitlerine dayandırılacak. Yani Adenin, Guanin, Cytosin ve Timin'in olası kombinezon tertiplerinden muazzam bir bilgisayar belleği (milyon Terabyte gibi) sıçraması yapılacaktır. Beşinci kuşak bilgisayarlar insan beyni bazında olacaktır. Yani onrganik hafızalı olacak, mikrochip yerine çekirdek asidi konacaktır.

O zaman da altıncı yedinci sekizinci kuşak bilgisayarlar insan beyniyle benzeşecektir. İşte o günlerde, bilgisayar ile insan beyni arasında 16 frekanstan küçük ve 20 bin frekanstan büyük bir iletişim doğacaktır. Eğer merkezi bir Brain of Brian yapılırsa, DTM'ne bile insanlar dalabilirler uçakla. Bu bilgi maalesef öteki bağın sahipleri tarafından kaçırılmış ve siyonizmin parapsikolojik en üst bölümü b'nit Bniat, B teşkilatında yer almaktadır.

Kur'an'da SAYHA denen bir ses var. İnsanların duyabileceği. Bazen o sayha bir uygarlığı bile yok eden ses topu olabiliyor. (Ad Semud gibi). Bazen de her insanın beynine girebilen bir FONON yani küresel olmayan ses, laser gibi tek bir yönde gidiyor. Şiddetinden bir şey kaybetmiyor. Hava gerektirmiyor. Olay frekans değil, küresel dalgalar yerine ışık gibi enine (Transversal) ses dalgaları oluşturuylorsunuz. Havasız ortamda da duyuluyor. Ay’da okunan Kur'an gibi. Ay’da kur'an okunduğu doğrudur. Tüm kayıt cihazlarında var. Diyelim ki beyinler yanılıyor. İyi de magnetik teypler yanılır mı? Ses bile fonon denen bir parçacık aracılığıyla havasız ortamda istenen kişinin alıcısına iletiliyor. Alıcı dediğimiz ise kulak arkasındaki beynin duyma merkezi. O istasyon irrite ediliyor. Yani kulağa ihtiyaç yok.

Kendinizi bunlara karşı korumanızı sağlayan MECHUL ASKERLER VAR merak etmeyin. Siz onları tanımazsınız ama, onlar "Hiç bir nefis olmasın ki, üstünde gözetleyeni olmasın" (Tarık suresi) ayeti gereği WATCHER'lik görevlerini yapıyorlar. Bu teknolojiyi şimdilik B'nit B'niat uyguluyor.

B'nith B'niath ikisi devamlı beraberdir. Melei Ala teknolojisi. Melekleri cinlerin dinlemesi, melekten meleğe haberin de gitmesi. Siyonizmin en tepesinde ÜÇ MAJİSYENR vardır. Bunlar işte siyonizmin PasTiMESSENGER'leridir. Bu isim de Walhalla ve Wanen (1N) gibi geleceğin isimleri. B harfleri BRAİN demek


"Zig-Zag, Zip-Zap" Yukarı

Unutmayın Hans Ayberg ile bir aradasınız. Bizde bilim kurgu, hayal kurmak yok. Kozmik sırlar var ve görevim onları açığa koymak. Ben asla, Daeniken gibi "Acaba şu şöyle mi, bu böyle mi, bunlar uzaylılar mı?" diye sizleri soru işaretlerine boğmam. Hans Ayberg direkt AÇIKLAR. Siz sorarsınız ben yanıt veririm. Blim kurgu ve sansayon yazarları ise yanıt bir yana, onlar soruyu sorar okuyucusuna. İyi ki varsın Hans Ayberg!!!!

Bir an beni megalomanyak sandınız değil mi? Bir önceki KMA da "Hans von Aiberg, insanlık için bir nimet ve Allah'tan rahmettir" yazmış ve yayınlamıştım. Ben önce benden başkasından bahsediyor diye okudum, bir dakika sonra, "Yaw bu benim" diye zıpladım. İşte o gün kendimi şımarttım. Çünkü bunu yazan insan çok çok çok çok çok yüce bir insan. Onun ölümünün üzerine (Eğer ölüm ise),17 yıl geçti. O arada bu kurum (KMA) askıya alındı. Dr. Sigefried Saga tarafından yönetildi. 26 Ağustos'ta Sieg Saga çekildi.

Zigzag enterne edilmekten kurtuldu. Ekim bey kurumu dağıtıldı. Yerine Zip-Zap geldi. Zip-Zap başında iki kişi var. Ekim bey yerine ben bakıyorum gibi oldu. Çünkü Doğu'ya en yakın batılı benim. 313 kişi arasında gerçekten tekim. Arapça, tamam, Türkçe tamam, Farsça tamam. Daha ne istiyor doğulu? Batının dilleri zaten tamam. Sankritçem çok iyidir, ölü bir dil (Latince gibi) ama o do dil Hz. İbrahim'in dilidir. Japonca bildiğim cümle sayısı 500'ü geçmez. O da ural-Altay dil ailesinden olduğu için. Araştırmayla öğrenmişim. Dil olarak değil, japonca'yı 500 cümle teşkil edecek kadar araştırdım .

Şimdi olay şu: Ali İmran suresinde 104 ve 110. sayılı ayetler doğru doğuluyu, yani Hanif Müslümanlığı anlatır. Yanlış (Dogmatik olan) islam ise, aynı surenin 116-119. ayetlerinde yer alır. Onun için doğru ve dogmatik DOĞU'den söz ediyoruz. Allah iki doğunun Rabbi ayeti gereğince. Batılı da iki batılı.

113- Hepsi bir değildirler. Kitap ehli içinde doğruluk üzere bulunan bir ümmet (topluluk) vardır ki, gecenin saatlerinde onlar secdeye kapanarak Allah'ın âyetlerini okurlar.
114- Allah'a ve ahiret gününe inanırlar, iyiliği emrederler, kötülükten vazgeçirmeye çalışırlar, hayır işlerinde de birbirleriyle yarışırlar. İşte onlar iyi insanlardandır
115- Onlar ne hayır işlerlerse karşılıksız bırakılmayacaklardır. Allah kendisinden gereği gibi sakınanları bilir.

Bu BATIN (Saklı, GİZLİ müslüman) BATILarı kapsıyor. İşte 113-115 arasında BATIN BATILI yani ZigZag adreslenmiştir. 116-119 arasında da DOGMA DOĞULU yani Süfyanilik adreslenmiştir.

116- O inkâr edenler (var ya), onların ne malları, ne de evlatları, onlara Allah'a karşı hiçbir fayda sağlamayacaktır. Onlar, ateş halkıdır; orada ebedi kalacaklardır.
117- Onların bu dünya hayatında harcadıklarının durumu, kendilerine zulmeden bir topluluğun ekinlerini vurup da mahveden kavurucu ve soğuk bir rüzgarın hali gibidir. Allah onlara zulmetmedi. Fakat kendileri, kendilerine zulmediyorlar.
118- Ey iman edenler! Kendi dışınızdakilerden sırdaş edinmeyin. Çünkü onlar size fenalık etmekten asla geri kalmazlar, hep sıkıntıya düşmenizi isterler. Kin ve düşmanlıkları ağızlarından taşmaktadır. Kalplerinde gizledikleri ise daha büyüktür. Düşünürseniz, biz size âyetleri açıkladık.
119- İşte siz öyle kimselersiniz ki, onları seversiniz, halbuki onlar sizi sevmezler, siz kitap(lar)ın hepsine inanırsınız, onlarsa sizinle buluştukları zaman "inandık" derler. Başbaşa kaldıkları zaman da kinlerinden dolayı parmaklarının uçlarını ısırırlar. De ki: "kininizle geberin!". Şüphesiz ki Allah göğüslerin (gönüllerin) özünü bilir.

Burada anlatılan Dogmatik doğulu bizim çevremizdeki her insan. Biz onları seviyoruz. Bizim amcamız, teyzemiz, komşumuz, birlikte namaz kıldığımız insanlarımız. Ama onlar inkarcıdır: Allah CUMA günü tatil yapmamızı ıyazsaklıyor. Onlar Cuma günü Tatil yapmak için yürüyüş yapıyorlar. Farkında değiller, 116 nolu ayetin "O inkar edenler var ya" bölümünü oluşturuyorlar.

"Onların ne malları" Yeşil sermaye, takıyyeli riba yalancı faz, islami banka ve borsa ile finans adı altında toplanıp yurtdışına kaçılılan paralar. Dükkan dükkan toplar dilenirler, öğrenci bakıyoruz, yediriyoruz derler, dersaneye yardım derler, camiye yardım derler ve bunlar toplanıp 40 milyar dolar olunca da "Tüyerler". Her şey ALLAH için derler. Bir ben ALLAH için çalışmıyorum , onlardan bana sıra gelmiyor ki....


"Einstein- Zaman Yolculuğu" Yukarı

Küllerinin yakıldığını ve N.Jersey nehrine serpildiği yazıyor. Yani mezar halen gösteremiyorlar. Mümkün değil. Einstein ölmüş olsa bile, MUSEVİ İNANCINDA, bizim gibi CESET YAKMAK YOKTUR. Organ bile bağışlamak haramdır. Budistleşmiş hristiyanlar dışında CESET YAKMAK ÜÇ DİNDE DE YASAKTIR. Einstein ve mensup olduğu din hahamları ve aile efradı asla ve asla ceset yaktırmazlar. Zaman yolcuları ölmediği için yakılamazlar en azından. Borges de öyle biri. Sembolik mezarları vardır. Hem Borges'in ailesinin küller içinde bir kutuda bu semboliktir. İkinci olarak da Aşiyan'da var, bu da semboliktir. Borges'in mezarı vardır ama, gittiği gelecekte, normal yaşayıp öldükten sonra oluşturulacak bir mezar.

Medine'ye gidenler bilirler, Resulullah efendimizin kabrinin yanında boş bir mezar (daha doğrusu rezerv mezar) var, Resulullah ayırttı. Hz. İSA GELECEK, ÖLECEK, ORAYA GÖMÜLECEK. Borges de böyle bir şey işte. Gittiği zamanda normal olardak ölecek ve gerçek mezarı olacak. Ama Borges için ailesinin ve ZigZag'ın gösterdiği iki mezar da SEMBOLİK'tir. Örneğin Atatürk Anıtkabir de çelenk konan yerde yatmıyor. Çok dolambaçlı ve maden kuyusu gibi 70 metre derinlikte başka bir yönde yatıyor. Yani mezarı sembolik, çalınmasın cesedi diye.


"Tarık" Yukarı

Tarık/Dhurak denen araç kendi kendine var olur. Ufo diye bilinen araçların çok kaba ve yekpare/monoblok olarak yapıldığını söylemiştim. Çünkü zaman içinde geriye gidince, zaman yolcusu nasıl ki yaşça küçülüp bebek oluyorsa elbette o aracın da küçülmesi (yani yapıldığı laddelere doğru ayrışması) gerekmektedir. O yüzden TEK PARÇA bir dökümdür ve öyle filmlerdeki estetik vitrin gibi araçlara benzemez. Sanki bir çan gibidir.

Bunun için TARIK suresini anlatmam gerekli, hem de uzun uzadıya. O mekanizmayı herkese anlatıp, sonra da tıbbi olarak çizmem gerekiyor.

1- Andolsun o göğe ve Târık'a,

Sadece uksima=Kasem ederim yemindir. Vet Tarik derken vel yemin değildir. Bu ve digital işlem deki VE=AND'dir. We'l biçiminde yazıldığında ise üç anlamı vardır.

a)Wela= AND ile 0 (la00)
b) WEL biçiminde ise Walhalla'ya işarettir.
c) Bu ayetin başı bir başka yerden gelmektedir. "İleride insanlar kur'an'ı böyle karıştıracaklarından, neyin nereye bağlandığı anlamına gelen ZİKİR gereği Kur'anın karıştırılmasını bu ve'ler önleyecektir. (Bu ayrıca bir Kur'an mucisezidir. Çünkü insanların, Kur'an'ı indiği sıraya göre değil, kafalarına göre dizeceğini bildirmiştir Allah) Görüyorsunuz, daha bir VE kelimesinde kaldık.

Sema=TEK BİR GÖK

1. Ayet: Ve'l Sema wel tarık. Kur'an'da 7 gökler=Semavat biçimindedir, yani çoğuldur . Ama burada olduğu gibi TEKİL ise orada durup düşünmeniz gerekmektedir. Neden tekil? Demek ki 7 gökler ve uzay-zaman kavramı kalkıyor. Bu bir kaç şekilde mümkün olur.


"Hezekiel ve Kerrubi" Yukarı

Evet bizdeki adı Mukarrebun, Tevrat ve incilde Kerrubi bir ARAÇ aslında ya da bir araca MELEKLİK üflenmiş.

“Ve otuzuncu yılda,dördüncü ayda, ayın beşinci gününde ben Kebar ırmağı yanında sürgünler arasında iken, vaki oldu ki, gökler açıldı ve Allahın rüyetlerini gördüm.Ayın beşinci günü ve kral Yehoyaki'nin sürgünlüğünün beşinci yılı idi. Kildaniler diyarında , Kebar ırmağı yanında, Buzinin oğlu kahin Hezekiel'e RABBİN sözü açıkça geldi. Ve orada Rabbin eli onun üzerinde idi. Ve baktım, ve işte, şimalden buran yeli, durmadan ateş saçan büyük bir bulut geliyordu, çevresinde parıltı, ve ortasında , sanki ateş ortasında ışıldayan maden.Ve onun ortasında dört canlı mahluk benzeri çıktı.Ve görünüşü şöyle idi : onlarda insan benzeyişi vardı; ve her birinin dört yüzü vardı, ve onlardan her birinin dört kanadı vardı.Ve ayakları doğru ayaklardı.Ve ayaklarının tabanı buzağı ayağının tabanı gibi idi, ve tunç gibi parıldamakta idiler. Ben canlı mahluklara bakarken, işte, canlı mahlukların yanında, onların her dört yüzü için, yerde bir tekerlek vardı. Tekerleklerin ve yapılarının görünüşü gök zümrüt gibi idi; ve dördünün benzeyişi birdi. Ve görünüşleri ve yapıları sanki tekerlek içinde tekerlek.Yürüdükleri zaman dört yanlarına da gidiyorlardı. Dönmeyerek yürüyorlardı.Tekerlek çemberleri ise, yüksekti, ve korkunçtu. Ve dördünün çemberleri çepeçevre gözlerle dolu idi. Ve canlı mahlukların başları üzerinde gök kubbesi benzeyişi, korkunç billur gibi, yukarıdan başları üzerine yayılmıştı. Ve kubbe altında kanatları birbirine doğru dümdüzdü.Ve herbirinin bedenlerini bu yandan örten ve iki kanadı, ve o bir yandan örten iki kanadı vardı.ve yürüdükleri zaman kanatlarının gürültüsünü işittim.”

Yukarıda melekler temsil ediliyor. Bu meleklerin dört yüzü var. Biri insan, diğeri Boğa, diğeri aslan, ötekisi kartal (Akrep burcu). İnsan=Kova burcu simgesi. Kur'an'da da Hamalei Arş melekleri= Arş tışıyan melekler deniyor.

Tarık'ın daha SEMA bölümündeyiz. Yani şimdiye kadar VE' yianlattık. Geçtik Sema bölümüne karşımıza sidre, Kerrubi neler neler çıktı. Şimdi bunlara girersem 17 ayeti nereye sığıdıracağız.


"Yeni Bilim Dalları" Yukarı

Parapbiology vb.yi anlatmıştım. Kirlian alanlarının klinik kullanmlarını vb. Örneğin klinik epilepsiyi 16 saat önce haber vermesi ve radyestezi terapisiyle önlenmesi gibi... Örneğin parmak ucunda gelecek olan epilepsi bir renk ve biçim forumu veriyor. Böylece bütündeki renkten ayrılıyor (Sandıkta çürüyen elma gibi, o çürük daha sonra diğerlerine de bulaşacaktır). O bölüme "Aynı frekansta aynı renk radyestezi veriliyor. Ta ki, epileptik hastanın aura rengi yeniden reverse edilene kadar. O zaman hasta, asla bir sara nöbeti geçirmiyor. Yani ilaç yok ışınla tedavi. Çünkü Kirlian alanında çekilen fotoğraflar psikolojik resimlerdir. Korku, endişe ve türlü haleti ruhiye orada

Geri Dön     Yukarı