048 - 20 Ocak 2002 Pazar

Selam ve selam sevgideğer Hanifcanlar,


"Messenger" Yukarı

Bugün bir şey farklıydı... Kur'an tevili/yorumu, Allah'ın izniyle Zigzag'a verildi. Ben Zigzag'ın İKİNCİ kaptanıyım ve sizlerin de Hans'ıyım aynı zamanda. Bu bir şereftir. Zigzag'ın Kur'an'da bildirilen grup olduğu apaçık bellidir ve biz haber grubumuz ile bunun tam göbeğindeyiz.

Bugün Aquarius Kova evresi. Güneş Kova burcunda ve Galaksi de Kova burcundaki son 309 yılına girdi. Bu yılın sonunda Majisyenler aramızda olacak. Mitrea, Messiah ve Mighty. 3 Majisyen... Tüm kutsal kitapların hatta Hinduların, Budistlerin de bildiği, Mitra dininin de çok iyi bildiği, Mesih, Mehdi de dediğimiz o MMM Miladı başladı. Hz. İsa'ya sadece 309 yıl kaldığı kesinkes belirlendi.

Messenger'in işbaşı yapması demek, MMM ile arada tam 300 yıl olması demek. İşte bu kesirsiz, küsursuz tastamam sabit zaman aralığı YAKALANDI bugün... Belirsizlik ortadan kalktı.

Vücudun yarısının size itaat etmemesi, ısınmaması, soğuk ve hissiz durması, sizin peşinizden gitmemesi çok kötü bir duygudur, iğrenç duygudur diyeceğim ama, bu Allah yolunda bir felç atamasıdır onun için iğrenç demiyeceğim. Onu bulamıyorduk, nerede olduğunu kimden tekrar doğduğunu mesleğini hiçbir şey bilmiyorduk. Fotomodelmiş, sette yığılmış kalmış... "Gelecekten söz etmiş". İsmen Hawking'i vermiş (hiç tanımadığı ve hatta duymadığı halde). Beni istemiş (bugüne kadar bu çağda biz tanışmadık). Bunlar normal mi? Maalesef değil? Nerelerde aranmadı ki o? Meğer moda kataloglarına baksak bulabilirmişiz!

Düne kadar bunu kendi de doğuran annesi de bilmiyordu. Çünkü ellerinde yetişti büyüdü ama dün itibariyle "Daha ÖNCE " bir ilk anne-babadan doğduğunu anladı. Bunlar ikinci anne-babasıydı ve daha SONRAKİ anne-babasıydı şimdikiler... Daha önce 24. yüzyılda doğdu ve daha sonra ikinci bir TAKIM anne-babadan doğduğunu (23 yaşında) şimdi anladı. Yuşa gibi zamanda geri gelince ufaldı ve ana rahmine düştü ve yeniden doğdu .

Teletense messengerleri birer majisyendir. Wolf Messing'den daha güçlüdür. Mehdi ile Ali İmran birleşik ligi arasında DİREKT TELEFONDUR. 6 ay kadar sonra felcini atlattığında bu telefon açılacaktır. Yeryüzündeki iki stratejist ve analist geleceğin ihtiyacı olan bilgileri verecektir. Telefon hattı açılmıştır. Messenger bizi anımsamıştır, ismen vermiştir ama iki gün önce varlığımızdan bile haberi yoktu.

Bugünün önemi şu: "Tele-tensor” (Zaman içinde ulaşım ve erişim menzili) günümüz ile MMM majisyenleri arasında "Ölü mesafe/Menzil dışıydık". Bu mesafenin 2050'lerde alınacağı sanılıyordu ama Allah lütfetti... Yarım asır kadar bir kazancımız oldu birden bire (zamanın doğası gereği, bize bir ikram oldu). Geleceğe 45 yıl daha yaklaştık ve düşünce hızı telepatisyenliği için gereken ünlü 300 yıl mesafesi ALINDI. Misyonumuzun bağlı olduğu Mighty (Arapça Mehdi) ile aramızda BUGÜN gereken MENZİL İÇİN tam irtibat sağlanmış oldu.

O bizim aradığımız Sceriffin'dir... Scheriffin=Bayan Şerif/Şerife. Kendisi ile Mehdi arasında tam 300 yıl ve İsa ile arasında tam 309 yıl fark vardır. Mehdi'nin telefonu o... Bunlar normal mi? Bugün hiçbir şey normal değil ki. Hayatımda ilk kez kaptan oldum. Sizlerden bir çoğu yazar oldunuz ve Mürsel/risale vereceksiniz. Bunlar da size normal değil... Bir ortaklık ve seri halde kitap çıkacak. Kur'an meali benim üzerime yıkıldı. O bazda Dünya’nın en iyi tanıdığı yazarlar aranızda 313 kişi kitap yazacak.

Valkyrie sembolik bir isim, HURİ demek, ya da bir tür lakap. Walhalla da Cennet demek, Valkyrie de Huri kızı. Wanen ise uçan araç. Bunlar Germen efsaneleri mi? Yoksa Germen’lerin sagalarında Zülkarneyn mi vardı? Bu adları acaba Zülkarneyn mi koydu? Germenler ne zamandan beri "İki boynuzlu miğfer" giymeye başladılar dersiniz? Nedeni mi sonuç izliyor, yoksa Hızır-Musa-Yuşa öyküsünde olduğu gibi ZAMAN ZAMAN da SONUÇ mu nedeni izliyor.Taş atmadan CAM KIRILIYOR önce!!! “Aaa! Keramet bu, olağanüstü bu!” diyoruz. Sonra da taş atılıyor. Cam zaten kırık.

Germenler mi sadece? Hint efsanelerinde ÇİZİMLERİNE kadar Vimana'lar var. Tibet'de uçan tabaklar=Vaidorglar var. Wanen=Uçan deniz kabukları var. Bir de 1N var İngilizce okuyorsunuz: “one-en”. Wanen... Geçmiş mi geleceği etkiliyor, yoksa gelecekten geçmişe bir GERİ TEPME mekanizması mı var?

Çok seyrek de olsa TARİH değişebiliyor. Yazılan bozulmuş oluyor. Zalim bir hükümdar beşikte çocukken öldürülüyor. Zalim hükümdar gidiyor yerine B şıkkı yani YUŞA as. Geliyor. Yuşa'yı Musa öldürüyor daha ileride. Ama Hızır Yuşayı bebekken öldürdüğünden, Yuşa da Musa tarafından öldürülmüyor. Hızır öldürüyor onun yerine... Ve bu kez Yuşa doğuyor. Ne Musa öldürmüş, ne Hızır öldürmüş. O sadece kötü bir Yuşa'nın iyi olan GİZLİ DEĞİŞKENİ. Kimse kimseyi öldürmüyor, ya da herkes birbirini öldürüyor. Tarih böyle değişiyor.

Yuşa bir duanın sonucudur. Yuşa iki kişiyi katil etti. Maktul olmadığından, Hızır ve Musa katil olmadılar. Yuşa da ölmedi. O öyküyü ben evren tarihinde ilk kez bu kadar apaçık anlattım... İlk kez insanlık tarihinde Musa-Yuşa ve Hızır üçgeninin ne kadar ÖZEL olduğunu anlattım. Aslında ayrıntılar da verdim. Kur'an'ın mantalitesi budur. Bilim Kurgu gibidir, ama değildir.

Kur'an'da normal hiç bir şey yoktur. Herşey paranormal/normaltüstü'dür. Musa zaten BİRİNİ ÖLDÜRMEDİ Mİ? HIZIR BEŞİKTE BİR ÇOCUK ÖLDÜRMEDİ Mİ? O çocuk (Yuşa) BEN ÖLMEDİM Kİ diyor. Dolayısıyla öldürenler öldürmemiş, Yuşa da ölmemiş oluyor. Bir tek fark için... Kötü, şeytani bir Yuşa yerine, anne-baba, Musa ve Hızır'ın hayır duasını almış bir YUŞA , dünyanın en iyi gençlerinden biri ortaya çıkıyor. Allah Yuşa'nın anne-babasının duasını kabul ediyor. Yuşa Musa'nın öldürdüğü o zalim şeytani adam değil, tam tersine "Yol arkadaşı" Peygamber YAVERİ oluyor. Hızır da bütün bunları biliyor ve Musa'ya kızıyor. "Senin kafan bunlara basmaz. Ben ne anlatsam karmakarışık algılayacaksın. Musa sus ve beni izle!" dercesine, Musa'yı azarlıyor. Musa alim değildi bilemezdi ama artık biz BİLYORUZ. Musa'nın bilmediğini de biliyoruz.

Burada anlatmak istediğim şu: GELECEK geçmişi böyle etkileyebiliyor. Bunun tersi NORMAL, geçmiş geleceği biçimlendirir ama normal-üstü olan, geleceğin geçmişi biçimlendirip ya da değiştirmesi yöntemi. Bu ana kadar bunları konuştuk. Bunların tamamı Kur'an'da yazılı ve en ince ayrıntısına kadar yazılı. Ben sadece bu ayrıntıları anlattım.


"Mürseller" Yukarı

Maalesef 74 kişi aramızda değil. Olmayacaklar da... 313'den 74 eksiğimiz var. Çabucak MÜRSEL olacak yetenekte HANİF ile ZipZap misyonu tamamlanacak, Allah inşa. Zick-Zack maalesef bizden ayrılmak üzere. Kaptanlara isyan ettiler. Bağdadi sevgisi ağır bastı, oriyentalize oldular. Zamanında Thule Qaanaaq cemiyeti de böyle bir sarsıntı geçirdi ve Thule siyonist/nazi güçlerin eline geçti. 74 kişi Zigzag'a geri dönmüyor ama BEDİR SAVAŞI devam edecek... 313 mürselleri duydunuz mu? Mehdi RESUL... Mürsel de Resul ile aynı kökten “RSL”. Mehdi Resul, 313 de resul. Mürsel = Risale/Broşür/Kitap getiren. Bedir savaşında kimse kitap yazmadı... Okuma yazma bilen bile yoktu. Bu 313 mürseller kimlerdir acaba?

İşte bu mürseller, sadece Kur'an'ın DETAYLARINI çok iyi bilirler ve anlatırlar. Bir tek batıl, bidat sokmazlar o kitaplara. Hadislerden ve klasik öğretilerden yararlanmazlar. 313 mürsellerin biri benim. Buram buram bilim kokuyor. Mehdi onu burcu burcu kokluyor. Gelecek şekilleniyor ve 313 mürsel arkasında neler var neler...

Ali İmran Suresi’ne bir bakın:

123: Yemin olsun ki, ezik-boynu bükük olduğunuz bir sırada Allah size Bedir'de de yardım etmişti. O halde Allah'tan korkun ki, şükredebilesiniz.
124: O sırada sen, müminlere şöyle diyordun: "Rabbinizin, indirilmiş üçbin melekle destek vermesi, size yetmiyor mu?"
125: İş, sanıldığı gibi değildir. Onlar, hemen şu anda üstünüze gelseler bile, eğer siz sabreder ve korunursanız, Rabb’iniz sizi, üzerlerine nişan vurulmuş beş bin melekle destekler.
126: Allah bunu size bir müjde olması ve onunla kalplerinizi yatıştırması dışında hiçbir şey yapmamıştır. Yardım, Azîz ve Hakîm olan Allah katından başka hiçbir yerden gelmez.
127: Allah bunu yaptı ki, küfre sapanlardan bir kısmını bölüp ayırsın veya onları zelîl etsin de yıkık ve ürkek bir halde dönüp gitsinler.

Bu Bedir savaşıdır. Resulullah dahil 313 mürseldir orada muhatap olanlar. Allah onlara üçbin melekle yardım etti. Bizlere de beşbin melekle yardım edeceğini söylüyor. Bir daha okuyunuz, anlamına şaşıracaksınız. 5000 melek Resulullah'a inmedi... Onun vaadini bizler tutuyoruz. O bizim REZERVİMİZ. Bizlerin ve artık Risale üretenleriniz ortaya çıkıyor.

74 eksiğin yerini SİZ HANİFLER yani MÜRSELLER tamamlayacaksınız. Bu Allah'ın emridir, Haniflere görevdir. Onun için hayatımda ilk kez bugün KAPTAN dedim. Captain=İmam, ama lider değil. Gemi sahibi liderdir, kaptan değildir, armatör geminin sahibidir. Kaptan geminin sahibi değil emanetçisidir ve sadece o geminin imamıdır (Namaz kıldıran anlamında değil, yol ve yel veren yelken tutan, dümen kıran anlamında). O yüzden artık arkamızda 5000 işaretli meleği HİSSEDİNCE tevazu kurallarımın, doğal alçakgönüllülüğümün dışına çıkarak “captain” oldum, izninizle hanifcanlar... Unutmayın ben armatör değilim, komodor (Lider) da değilim. Ben sadece kaptanım, serdümen sizsiniz, makinist sizsiniz... Allah yardımcımızdır.

Çok işaret verdim bugün... Kur'an dedim, baştan aşağı tepeden tırnağa NORMALÜSTÜ'dür. Normal hiç birşey bulamazsınız. Onun için bana inanıp inanmamakta serbestsiniz. Anlattıklarım da NORMALÜSTÜ, gayet doğal. Çünkü ben KUR'AN'ı yani asıl NORMALÜSTÜ olanı yazıyorum. Normal olan hiçbir şey bulamazsınız Kur'an'da... Harut ve marut iki melek Babil'e iner ve büyü denen ileri teknolojileri öğretirler insanlara... Bu normal mi şimdi? Talut beraberinde nükleer santral sandığı taşıyor, Musa kemikleri 6 metre olan bir dev öldürüyor... Davut'un öldürdüğü Calut da onlardan biri, bunlar normal mi? Karıncalar "Kaçın Süleyman'ın ordusu sizi ezmesin diyor". Süleyman bunu duyuyor, gülümsüyor ve karınca kaptanı ile konuşuyor. Normal mi değil mi?

O yüzden HANİFCANLAR. Beni kınamayın, şaşırdı falan demeyin. Benim anlattıklarım da normalüstü... Bu Hans von Aiberg'in serüvenidir. Bu bir Mürseller misyonudur. Allah'ın sözü Kur'an ve onu eliyle teslim eden Resulullah'ın duası arkada 5000 melek, 313 Mürsel ve gelecek güzel gelecek...

5000 melek normal değildir... Sizlerin Hanif olması da normal değildir. Herkes Müslüman olur, ama HANİF olmak ANORMALDİR. Cennette ağaçlar ters, nehirler başyukarı... Bana normal ne bulabilirsiniz Kur'an'da? Kur'an=NORMAL OLMAYAN KİTAPTIR. HANİF=NORMAL OLMAYAN MÜSLÜMANDIR. Siz NORMALÜSTÜ, OLAĞANÜSTÜ olmaya soyunmuş HANİFLERSİNİZ. Bedeli var:

Hızır sizi bulacak. Onu görmek bile normal değildir... Bir salisede TAHT geliyor, Sebe'den Filistin'e bu normal midir? Hızır getiriyor. İbrahim mutmain olsun diye 4 kuş öldürtüyor Rabb’imiz ve 4 dağa koyuyor. O ölü kuşları çağırınca geliyorlar, bu normal midir? Musa da öyle, kesilen bir sığırın etini bir ölüye çalıyor, ölü canlanıyor. Bunlar normal midir?


"Tarık Suresi" Yukarı

1. Ve Semaya ve Tarık'a...
2. Tarık nedir idrak ettin mi?

Birinci ayete giriyorum: Kur'an'ın her yerinde gökler (semavat) hep çoğuldur. İngilizce sheep, deer gibi tekili/çoğulu birdir demekten ziyade TEKİLİ yoktur. Semavat da böyledir. 7 gök anlamında bir çoğuldur ama Kur'an'da çok ÖNEMLİ bir kaç yerde TEKİL geçer. Bunu bir anlamda olağan kabul edebilirdik ama “İDRAK ETTİN Mİ?” deyince hemen geriye dönmemiz ve detayını araştırmamız gerekiyor.

Allah'ımız "İdrak ettin mi?" dediği zaman hemen secde edin geri dönün ve araştırın... "Rabbi zıdni ilmi... Rabb’im ben neyi idrak etmeliyim?". İşte İLİM ALLAH'TAN BÖYLE ALINIR. Her teori de SORARAK başlar... İDRAK ettin mi artık teoridir. Şimdi iki şeyi idrak etmemizi istiyor Allah:

1. Tekil sema (gök)
2. Ve Tarık

Biri ortamın, öteki bir ARACIN adı... Tarık da 7 anlamlı... Birini vermiştim: Adem-Havva'nın Dünya’dan toprağını getiren Kerrubi (Azrail'in aracı) ve Kovulan Adem-Havva’yı Dünya’ya getiren araç idi. Bugün ikinci anlamına gireceğiz.

Everen var, evrenler var. Paralel evrenler var ve sonsuz evren var. Bunların içinde kaybolduk mu dersiniz? Her birinin uzay zamanı var, dört boyutlu doğası var. Bitmez tükenmez genişliklerde kaybolduk mu dersiniz? Hayır evren hem zor hem kolaydır. Katedilmez dediğiniz en uzak yerleri burnunuzun dibindeki bir karadelik ayağınıza getirir. Ama bugün karadeliklerle ilgimiz yok. Bugün konu "Karanlık cisim fotonu".

Planck'ın bulduğu fotondan öteye gidelim. Işık hızına doğru çıkalım. Biz en iyisi birer foton olalım, her birimiz bir foton. Işık hızına ulaştığımızda zaman öylesine yavaşlar ki DURUR artık. Tüm fotonlar aynı sabit hızda gittiklerinden GİDİYOR değil DURUYOR görünürler. Zaten herkes şu an sandalyesinde DURUYOR. Işık hızına ulaştığınızda her şey durur. Durmuş görünür (Oysa Dünya delicesine dönüyor ve siz aslında durmuyorsunuz sandalyenizde...). Foton güneşten çıkar ve ışık hızıyla çıktığı için kendi DURMUŞ oluyor. Hareket eden ise kendinden uzaklaşan GÜNEŞ (Ki ışık hızıyla kendinden uzaklaşıyor ve kendine ışık hızıyla yaklaşıp çarpacak bir Dünya önünde. Resulullah'ın miracı gibi. FOTON DURUYOR ama Güneş-Dünya arası mesafe (Mescidül Haram ve Mescidül Aksa) UZAY YÜRÜYOR. Bir foton olduğunuzda ne hissederdiniz? Onu inceleyelim...

Tüm fotonlar birbirinden habersizdir.Yanyana gitseler bile, aralarında milimetrenin milyarda biri olsa bile biri ötekini göremez. Çünkü görmesi için ötekinden IŞIK gelmesi gerekir (biz evrenle ışık aracılığıyla haberleşiriz). Işık olmazsa karanlık vardır ve o şey artık yoktur. Fotonlar yanyana gidebilir ama bir fotonun ötekinden haberdar olması için ötekinden IŞIK gelmesi gerekir. Işığın hızı sabittir, asla ne artar ne azalır. O halde yanımdaki öteki fotondan bana bu hıza EKLENECEK hiç bir ek hız olamaz. Yani elini uzatıp, benimle tokalaşmaya kalkması demek, kendi SON HIZINA bir de Elini uzatma hızı eklemesi demektir ki bu mümkün değil.

O halde çok ilginç bir durum her bir foton ötekini (diğer ışıkları, fotonları ve varlıkları) göremiyorsa bunun şu sonucu vardır.

SADECE KENDİ PARLIYORDUR. Kalan herşey ALACA KARANLIKTIR ve kendisi KENDİNE parlıyordur. Kendi dışında HİÇBİR ŞEY PARLAMIYORDUR. Bir mezarda bir ana rahminde gibi TEK BAŞINA VE YAPAYALNIZDIR.

Foton ışığın en küçük zerre birimidir, kendi pırıltılarının arka arkaya dizilmesine bir BEAM=Şua demet deniyor, ya da huzme ama biz sayısız fotondan değil, bir tek fotondan yani Planck'ın KARA CİSMİ içinde bıraktığı ve ölçtüğü BİR TEK FOTONDAN söz ediyoruz. Ölenin kabrinde yapayalnız kalması gibi olan bir tek fotondan söz ediyorum... İşte o foton sizsiniz ve kabirdeki gibi yalnızsınız.

Evrende siz kendinize parlıyorsunuz. Başka hiç bir şey yok. Bunun benzeri ÜST uzayı "Gri Hiçlik, Kurşuni hiçlik" denen bir bölümde kitaplarımda anlatmıştım.

Tarık:

1: Andolsun o göğe ve Tarık’a.
2: Nereden bileceksin sen nedir Târık?
3: Parlayan, ışığıyla karanlığı delen yıldızdır o.

Şimdi bu ayetleri anlamak daha kolay oldu değil mi? Işık hızına erdiğinizde tüm koordinatlar ortadan kalkar ve 7 gök, uzay-zaman dört boyutlusu yerine sadece GRİ HİÇLİK DENEN ve hiçbir galaksi, yıldız vb. nin hiçbir şeyin görünmediği SADECE SİZİN TEK BAŞINIZA PARLADIĞINIZ o özel durum ortaya çıkar.

Foton vereceğim en sade örnek idi. Yani foton biziz. Foton için sorun yok ama madde olan sen ışık hızıyla gittiğinde enerjiye dönüşme sınırında oluyorsun. Enerjinin hızı=Işık hızıdır bu yüzden sen sadece seni görür, seni algılarsın ve yapayalnız olduğunu sanırsın.

Karanlık cisim denen Planck deneyi bu TARIK Suresi’dir. Mutlak karanlık bir bowling topunda bir tek delik vardır. Oraya sadece bir tek foton girer ve o ölçülür. Böylece bir fotonun, TEK bir fotonun ölçümlenmiş değeri ortaya konur ve de ünlü kuantum teoremi başlamış olur (Bilgi tekrarı için Planck'ın SİYAH CİSİM maddelerine bir göz atabilirsiniz).


"Tarihin Değiştirilmesi - Yahudiler" Yukarı

Alois Hiedler'in oğlu 4,5 milyon Karaim Türkünü (Musevi Hazerler) fırınlarda yaktı. Beş milyona yakın Karaim Türkü fırınlara gönderilirken, gerçek Museviler ise trenle İsviçre'ye kaçırılıyordu. Hem de Naziler ücret karşılığında kaçırıyorlardı. Ukrayna, Beyaz Rusya ve bilhassa Polonya'dan getirilen TÜRKÇE konuşan Yahudi Hazer Türkleri fırınlarda yok edilmiştir. Bu gerçektir. Hitler'in babası Alois Hiedler sözünü ettiğim Musevi mezarlığında gömülüdür. bu gerçektir. Auscwitz kampındaki bir tutanak: "Polonya üzerinden gelen Yahudiler'in tamamı özdilleri İbraniceyi bilmiyor, Kıpçak Türkçesi konuşuyorlardı...". Bu da gerçektir. "En iyi sabun Lodz Karaimleridir", bu da gerçektir. Ve Alois Hiedler de bir Yahudiydi.

Arthur Koestler bir Yahudi tarihçisi ve safkan Yahudidir. Kitabında şöyle diyor: "Bir Yahudi=Musevidir. Hiç bir başka ırk Musevi olamaz ve oldurulmamalıdır. Bunun için böyle Musevi toplulukları yoketmek Tevrat emridir. Alois Hiedler'in oğlu bunu yapmıştır" ve onaylıyor. Alois Hiedler de safkan Yahudidir. Oğlu Hitler'in bir kere olsun kiliseye gittiği görülmemiştir. Hristiyan bile değildi. Bugün bile Braunau am Inn kasabasına git, sadece Musevi mezarlığı vardır. Halkı hakkında size mezarlık fikir verir. Üç-beş katolik ise, bahçelerde gömülü.

Alois Hiedler ve oğlu Adel-olof Hiedler birer Yahudidir, ama bir de karşılığında Alias Adler var ki, onda Yahudi kanının zerresi yoktur. Onun adı Mighty'dir. Fakat Mighty yine Yahudi bir peygambere tabidir. Messiah İsa'ya... Görevini ona devredecektir. Messiah işbaşına geçecek ve ilk işi LANETİ İLAHİYE uğramış Siyonizmi KANLI biçimde yok edecektir.

Kur'an siyonistlerin katledileceğini söylüyor. 300 yıl daha yaşayabileceğini söylüyor Kur'an...

1. Tüm Museviler, Adem'den son Yahudi peygambere kadar. (Kolay anlaşılsın diye mesela Musa diyelim) bu zincire inanır ve sonra gelen peygamberleri kabul etmez.
2. Ama üzerine bir kitap daha gelir: Yine Adem’den başlayarak bildiğimiz tüm peygamberleri (İshak, Eyyub, Yakub, İbrahim, vb.) kabul eder ve İsa son peygamberdir der. Ama kendinden sonra geleni kabul etmemecesine...
3. Oysa son olarak Hz. Muhammed gelir. O da Adem'den başlayarak tüm elçileri kabul eder. Musa'yı da İsa'yı da... Fakat Musa’ya inanan ne İsa'yı ne Muhammed’i kabul eder! İsa’ya inanan da Musayı kabul eder, Muhammed’i etmez.

Kur'an üzerine bir kitap daha gelmedi, bir din ve bir peygamber daha gelmedi. Açık senet veriyor Allah: "Kıyamete kadar da gelmeyecektir" diye. İşte bu mantığı işliyor Kur'an ve diyor ki, "Görmüyor musunuz, (anlattıklarımı)....ey ehli kitab halen benim aynı Allah olduğumu kabul etmiyor musunuz?". Çelişki İslamda değil. Çelişki şu:

1. Musa sondur, arkası yoktur
2. İyi ama İsa geldi üzerine, yeni kitap geldi.
3. İyi ama aynı şeyleri yazan KUR'AN ve Muhammed geldi...

İşte bu mantığa iyi bakmalıyız. İslamiyet (Arapların dini olan İslamiyet değil) en son ve en iyi dindir. İSLAM, Musa'nın da diniydi, atamız İbrahim'in de diniydi, İsa'nın da diniydi. "De ki, "Ey ehli kitab, sizin ve bizim Allah'ımız AYNI VE TEK OLAN RABB'dır”. Rab kelimesi bile aynen...


"Dancing Queen" Yukarı

Dancing Queen Mighty'nin annesi, tüm Valkyri(Amazingirlady'lerin) de dişi komutanı. Dünya kadın izci denetim (Weiblich Partei) başkanı. O İkinci bir Meryem'dir. Kur'an'da adı örtülü geçer (Hızır gibi isimsiz). O eteklerini topladı ve su izlenimi veren cam üzerinde yürüdü. Süleyman'a dansetti. Tarih tekerrürdür. Dancing Queen için de "Cyborg"dur dediler ama doğurdu Mighty'yi. Cyborg doğurur mu? Çocuklarımızı doğurtan ALLAH değil midir? Bu ayet değil midir?

İlk Danseden Kraliçe olan Seba Melikesi Belkıs'ın TARİHİ TEKERRÜRÜDÜR. Belkıs'a da iftira atmadılar mı? Niçin eteklerini topladı ve ayaklarını gösterdi? Çünkü onun keçi ayaklı ve şeytanın kızı olduğunu iddia ettiler. Süleyman da buna inandı, ama ayakları normaldi.

Neml 44. Ona denildi: "Köşke gir!" Melike onu görünce su sandı ve baldırlarını açtı. Süleyman dedi ki: "O, cilalı sırçadan yapılmış bir parlak avlu/zemindir." Melike dedi: "Rabbim, doğrusu ben öz benliğime zulmetmişim. Artık Süleyman'la birlikte, âlemlerin Rabbi olan Allah'a teslim oluyorum."

Dancing Queen de cyborg değildi. Hiç bir Humonoid doğum yapamaz. Dancing Queen'in ayrıcalığı şuydu. Rahimden doğurmadı, mideden doğurdu. Neml Suresi’ndeki ayetlerin tamamı 7 anlamdan biri olarak Dancing Queen'i de anlatmaktadır.

Bazı yerlerde ayaklar çok önemlidir, ayakkabılar çıkarılmalıdır. Kutsal Tuva vadisi gibi...

Taha 12. "Benim ben, senin Rabbin! Hadi, pabuçlarını çıkar; sen kutsal vadide, Tuva'dasın." pabuçlarını çıkar! Çünkü sen kutsal vadi Tuva'dasın!

İşte Kur'an... HERŞEY PARANOMAL, normal hiçbir şey yok. Bende bencillik yok! BİZLER VAR GERİDE... Tüm PARANORMALLERİ AKTARACAĞIM. Levhi Mahfuz'un bildirdiğini Hanifdaşlarımla paylaşacağım.

Adler tarih değiştirildiği için HİÇ YAŞAMADI ve/veya Bermuda gibi bir ENERJİ ile "Geleceğe" fırladı. Yahya da orada... Anlamını yazdım: Hayy+Muhyi isimlerinin birlikte yazılması Yahya biçimindedir. Yahya zaten Allah'ın adıdır ve kuluna vermiştir. Muhyi = Hayat veren, yani yoktan var eden, cansıza yaşam veren. Hayy=Allah'ın KENDİ diriliği ve bu iki ismi birleştirip YAHYA peygambere vermiş (Yahya, Muhyi, İhya=HAYAT veren dirilten demek). Yahya'nın olduğu aynı yerde ADLER de var.

Allah onun soyunu kesmedi. Kevser'i verdi... Annesini "Geleceğe" götürdü. Danseden Kraliçe Adalaid. Bir MERYEM gibi olağanüstü bir yolla (diyorum ya OLAĞAN olanı Kur'an'da beklemeyin). Dahseden Kraliçe'nin oğlu Mighty/Adler YİNE Resul olarak o DÜZENİ kuracak. Hani yeni amblemimizdeki ve benim HA-VET diye anlattığım son yazıdaki düzen...


"Kişisel Bilgiler" Yukarı

Allah Hans kulu olarak beni Bakara 155 ile imtihan ediyor, 255 ile Arş'ına Kürsi’sine çıkarıyor, sadece 55 ile beni yıldırım yapıp üzerinize gönderiyor.

Bakara 155: Yemin olsun ki sizi korku, açlık; mallardan-canlardan-meyvelerden eksiltme türünden bir şeyle mutlaka imtihan edeceğiz. Sabredenlere müjdele.

Bakara 255: Allah'tan başka ilah yok. Hayy'dir O, sürekli diridir; Kayyûm'dur O, kudretin kaynağıdır. Ne gaflet yaklaşır O'na ne kendinden geçme ne de uyku. Göklerde ne var, yerde ne varsa yalnız O'nundur. O'nun huzurunda, bizzat O'nun izni olmadıkça, kim şefaat edebilir! O, insanların önden gönderdiklerini de bilir, arkada bıraktıklarını da!... İnsanlar O'nun bilgisinden, bizzat kendisinin dilediği dışında, hiçbir şeyi kavrayıp kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, gökleri ve yeri çepeçevre kuşatmıştır. Göklerin ve yerin korunması O'na hiç de zor gelmez. Aliyy'dir O, yüceliği sınırsızdır; Azim'dir O, büyüklüğü sınırsızdir.

Bakara 55: Siz şunu da söylemistiniz: "Ey Mûsa! Biz, Allah'ı apaçık görmedikçe sana asla inanmayacağız." Bunun üzerine sizi yıldırım çarpmıştı. Ve siz bakıp duruyordunuz.

Bu üç ayet ateşten bir gömlektir Hans için. 7 mahalle ötedeki biri DOYMADIYSA ben fakirimdir. Yıldırım çarpması NORMAL Mİ? Kur'an'da NORMAL NEDEN YOK? Ve Alim olarak ölebilmenin şartı da NORMAL OLMAMAKTAN GEÇER. Hiçbir bilim kurgu böyle yazılamaz. Kimse akıl edemez. Kur'an çok muhteşem bir arkadaşımız.

Nasıl ki ilk millenium da "HAVET" le girdim, şimdi de bu ikincisinde "PARA-NORMAL" parolasıyla girdim. Artık biz normal değiliz.

Geri Dön     Yukarı