074 - 29 Mart 2002 Cuma

Selam ve Selam, merhaba hanifcandaşlar,


“Zig-Zag - Messenger” Yukarı

Zigzag hakkında son oluşumları "zapta" geçmem gerekiyormuş. ZigZag'da bölünme tamamen kesinleşti. Ama bunda HAYIR var: "Bağdadi vasiyetçilerinin sayısı 200 cıvarında... Bu gruba "Zick Zack" da bağlandı. Ayrıca klasik "Doğu grubu" da "Eski Zigzag’ı" destekledi. Ancak beni Ekim/Hekim Bey olarak ilan ettiler. Hızır tezkirelerini Bağdadi'nin yazdığını kabul ediyorlar. Oysa BİZLER -adı üzerinde- HIZIR KORKUT'un yazdığını biliyoruz. Zaten tezkirelerde "Tarih" açısından bir tutarsızlık vardı: Bağdadi'nin "Ölümünden sonra" bile devam ettiği söylenegeldi. Bağdadi "evliya" olmaktan kaçındığı halde, maalesef Klasik Halidilik ve şimdiki "Ayrılıkçı Zigzag" ona velilik isnad ediyorlar.

Son oluşumda mrs.cp/miss.ccp/Miss.tres.passinger üçlüsünden oluşan K.M. Allein (Alias Allende) Şerif ül İslam kurumunu, geleneklere ters buluyorlarmış. Tezkirelerin kullanma hakkını ve Zick-Zack adının kullanma hakkını diğer gruba verdik, Zigzag adı bizde kaldı. Zip-Zap ve Tic-Toc da bizim (sizlerin) mirası oldu.

Bu arada 1N Time Team'in mürettebatından bir kişi "Bu çağda" bırakılacak, diğerleri de dönecekler (ölecekler). Mezarsız ölecekler... Ama "Yolcu yolunda gerek" demeyecek bir kişi burada kalacak. Yani sarsıntı ardından "Eskisi gibi" ancak, yeni oluşumla (Hanif Batılılar ile Hanif sizler) bu oluşumda BİRLİKTE ilerleyeceğiz. 300 kişi olana kadar çabalayacağız. Şu sıralarda SİZLERİN ivedilikle katılması gerekiyor. Zigzag artık SIR olmayacak, Bağdadi ismiyle anılmayacak ve en önemlisi ZigZag "Batı dalı doğulu ile buluşmasın ahlakları bozulur" diye bir vasiyet ya da safsataya uzak kalacağız.

Her batılı Müslüman bilim adamı Zigzagçı/ HANİF değildir. İkiyüz kadarı Cat Stevens kafasından hareket ediyor. Doğu-batı yok "BİZLER" varız: Adımız HANİFLER! Batı içinde 200 kadar Müslümanın HANİF olmayışı, sizlerin Allah katındaki üstünlüğünü gösterir. İslam olmak herkese nasip olmadığı gibi; İslam olanların içinde HANİF olmak da herkese nasip değil! Ben Bağdadi'ye değil; HANİFLİĞE bakıyorum (Allah da ona bakıyor kuşkusuz). Doğu-batı ayrımına gerek yok, birlik HANİF olmaktan ibarettir. 104 ve 114 HANİFLER birliğidir.

İşte durum bu: 300 kişi olup 300 yıl sonraya şimdiden direkt bağlanacağız. Bize yolumuzu "Geleceğin mesajları" çizecek, "Bağdadi'ye Allah rahmet etsin". Geçmiş öldü, GELECEK ise dirildi. Doğmamış torunlar ile ölmüş atalar arasında bağlantı kuruldu. O Miss.tress.passing...

Miss.Tress.Passinger'in anlamı ne olabilir acaba? Zip-Zap Code'u olarak Miss+Mrs+TRESPASSİNG+passanger'dan oluşan bu kelimeyi açalım... (Geleceğe tescil ettirmek için yazmak zorundayım). Trespassing, bir bölgeye girmektir. Miss ve Mistress ise bildiğiniz gibi “Birinci Kaptan” ve “Co-Captain” olan bendeniz.

Mistrespass, bayan trespasser, hem de NO trespassing anlamında olan “Mis” öneki... (Gelecekte “No” yerini misunderstood gibi Mis'e bırakacak). MisTres=Mrs, Pass=Passenger olarak kodlanmalı... Mis-Trespass>>>>No Trespass anlamında. Jana'nın bilinçaltına girilemez, ancak o girer tüm Geller/Copperfield ve benzeri majisyenlerin bilinçaltına! Eğer Messing yaşasaydı, onun tırnağı olamazdı.

Buna ilişkin kanıtlarım var! Mighty ve Messiah ile "BAĞLANTI" kurabiliyor. Jana bu durumda insanlığın "Akıl sağlığını" koruyan bir sigorta... Eylemci değil ama "Miss+Mrs CP'lerin sekreteri durumunda... Yani Secret+ary GİZLİ yazıcı... (Gelecekte bunun adı Securary olacak). Yoksa TELEFONLARIMIZA bakan sekreter değil. Onun varlığıyla "MONTAUK" ve B'Nİ-B'Rİ projeleri suya düşmüştür. İnsanın kutsal dokunulmazlığının en başında gelen "BİLİNÇ ve BİLİNÇALTI" özgürlüklerinin dokunulmazlığını tek sağlayacak kişi "Jana"dır. O bizi Orwell'in 1984 romanındaki ESİRler olmaktan kurtardı. Orwel gitti Roswell geldi artık yerine.

Bir insanın ne değerli olduğunu anlayabiliyoruz: Gencecik bir kız fakat Meryem Ana kadar büyük işler başarıyor/başaracak. Bilinçaltımız onun sayesinde SERBEST kaldı/kalacak. Kutsal bilinç gizlilğinin dokunulmazlığının BİRİNCİL ve tek Jean d'Arc'ı Jana'yı lütfen çok önemseyiniz. O Jean d'Arc'tır ve bizim HİMAYEMİZDE, bizim ile BİRLİKTE, bizlerden biri... Ve çoğunuzla da tanışacaktır eminim. Yeri geldikçe (O istedikçe/ister ise) yardım edeceğiz.

İlk mesajı Jana getirdi bize: "HANİFLİK kavramı binlerce yıl boyunca unutturulup, sadece 2001, 26 Ağustos'unda hatırlatıldı. Allah bu kavramı ve makamı sadece Milleniumlulara saklamış" diye geleceğin tarihinin BİZLERİ yazdığını öğrendim önce...

İkinci olarak, bizlerin, Mighty ve Messiah'ın zaman boşluğunu dolduran ve tarihin ZAMAN KEHF'ini dolduran yegane güç olduğumuzu öğrendim. Öğrendik ki, biz 300 yıl boşluğuna düşmüş Mighty ile 2000 yıl boşluğuna düşmüş Messiah'ın da bu boşluklarını gideren tek operatör güçleriz.


“Hafıza” Yukarı

Boşluklar (Kehf) her insanda vardır. Asabiyeci doktorlarımız çok iyi bilirler: Geçici HAFIZA kaybı bir KEHF olayıdır. Trauma ardından oluşur veya beyin üzünç bir olayı unutmak ister. Nasıl ki, şiddetli acı ile bayılarak, çıldırmaktan kurtuluyoruz ve kendimize anestezi gibi bir şey yapıyorsak, zihin de böyledir: Eğer aklın sınırlarını zorlayacak ise o olayı UNUTUR... Yani kendi kendine narkoz ya da elektrik şoku yaratır. Geçici hafıza kaybında bellek yeniden yerine gelir. İkinci boşluk (Kehf) mekanizması ise "Bunu bana şeytan unutturdu" olayı... Bu da bir boşluktur (Şeytanın ileri-geri giden zaman oscilasyonunu yazmıştık).

Zaten bu mekanizmanın tamamı boşluktan oluşur. Omurga-Kaburga BOŞLUĞUNDAN başlar... Oradan doğar. Hafıza kaydımız, beynin bir yarım küresine işlenir. Ötekisi daima YEDEKTİR. Vücudumuzda suptil duble (aynadaki görüntümüz) sağ-sol yer değiştirmiştir. SOL ELLİ olduğumuzdan (canlının özeti budur), asıl yük SOLDADIR. Kalp soldadır. SAĞ yanüstü yatarak ona yardımcı oluruz. Aksi halde, sola yatarsak vücudun ağırlığı KALB'in üzerine biner ve kan dolaşımını etkileyerek kalbi zorlar (Karabasan görmenin bir nedeni de SOL YANÜSTÜ yatmaktır).

Erkekte ve kadında SOL cinsellik uzun ve sarkıktır. Sol testis ile sol over canlıdır, bunlar üreme işini yaparlar. Sağdakiler YEDEKTİR, stepnedir ve hatta çoğu kimsede İŞLEVSİZDİR. Bunu doktorlarımız iyi bilirler.

Polarizlenmiş ışığı SOLA kıran organik moleküller CANLI'nın ÖZÜ'dür. Işığın sola kırılması (Levo) demek CANLI/Bilinçli ve RUHLU olduğunuz anlamına gelir. Tersinde (Sakkarin gibi) ise CANSIZlık vardır.

Kur'an'da SOL ELLİ (LEVO) kelimesi geçmektedir. Allah'ımız Ankebut suresinde Resulullah efendime "Daha önce sen SAĞ ELİN İLE YAZMAMIŞTIN" buyurmaktadır. 7 anlamından biri LEVO, diğeri "elektrik akımının yönünü bulmakta” geçerli olan SAĞ el kaidesi. Diğeri SAĞ yumruğu kullanarak YÖN BULMAK (Güneşin doğduğu yerde yüzünüzü DOĞU'ya dönerseniz, arkanız batıdır. Sağ ve sol elleriniz ise size Kuzey ve Güneyi buldururlar. 7 anlamını tek tek saymayalım şimdi...).

Beynin iki yarı küresinde ise iki yumruk vardır. Sağ ve sol hep ikilidir. Sempatik sistem, parasempatik sistem vb. diye adlandırılagelmiştir.

Ankebut 48. Sen bundan önce herhangi bir kitap okumuyordun; onu sağ elinle de yazmıyorsun. Eğer öyle olsaydı bâtıla saplananlar mutlaka kuşku duyacaklardı.


“Kur’an Misalleri - 7 Mesani” Yukarı

Kur'an'daki AYRINTI/Tafsil'in farkındasınız değil mi? Fen ve hikmet bilimlerinin tamamı bir iki MİSAL kelimede gizli... Misal ise 49'a kadar ANLAM verilebiliyor.

"O'nda 19 vardır/O'nu Kadir gecesi indirdik" derken, 7 (Muhkem) 14 (Müşabih), 49 (Misal) ANLAMI olunca, "O" demektedir. Yani özneye 7 anlamdan hangisini oturtacaksan O yerine geçer. Örneğin Müddesir suresinde: "O'nda 19 vardır" derken.

1. Kur'an'da...
2. Cehennem altındaki SAKAR'da 19 Zebani
3. Sekar'a sadece 19 BÜYÜK alimin gideceği
4. vs. vs. var.

Burada “O”=Cehennem, “O”=Kur'an, “O”=Zebani, “O”=19 büyük alim anlamına geliyor... Tabii “O”=Fitna vb. dilediğini “O” yerine koyabilirsiniz. Ama bunların sayısı 7 misli (14 ve 49) dan eksik ve fazla olamaz. Yani kırk yorum diyemeyiz. İlla ki 49 "O" yorumu vardır. Kuran'daki 7 Mesani BİR ARADA olunca yani tek bir HAT'tan bakınca üstüste bindiğinden tüm farklı öznelere bir tek "O" denmektedir. Onu açmak bizlere bırakılmıştır. Dilediğin özneyi seçebilirsin. O yüzden SOL Elli'ler derken, biyoloji, elektrik akımı vb. özneleri ben (yorumcu değil, te'vilci) seçtim.

Hicr 87. Yemin olsun ki, biz sana ikişerlerden/ikililerden/iç içe kıvrımlar halindeki çift mânalılardan yedi taneyi ve şu büyük Kur'an'ı verdik.

7 Mesani içiçe spektrum/tayf 7 renk. 7 gök ve MİSLİ (bir o kadarı) ARZ gibi 14 vurgulanmış. Kur'an'da her kelimenin 7 anlamı var. Bunlar muhkemler ama müteşabihlerin MİSLİ (14) ve MİSAL'lerin de KARESİ (49) anlamı vardır. Neden 50 değil? Çünkü evrenin ömrü sınırsız ve sonsuz değil... Yani durması gereken bir KARE sayı var. Bu 49 yerine mesela 64 olsaydı, mutlak soğuk (Kelvin) derecenin -546 santigrad olması gerekirdi.

Evren yaratıldığından beri 1-2-3-4-5-6 ve 7 sıra sayılarının karesi kadar ve kendi üzerine SALYANGOZ kabuğu gibi dolanarak genişlemektedir. Salyangoz kabuğundaki MATEMATİK'e (Rakim) dikkat ediniz: 1-4-16-25-36-49 olarak dolanmaktadır. İşte SALYANGOZ kabuğu=7 GÖKLER diye geçmektedir. Daha önce de yazmıştım: Evren balon gibi ÇAP boyunca genişlemiyor. Evren, kendi üzerine dolanıyor. Dolanmayı da zaman impulsları NABIZ gibi atarak ve itici bir güç olarak sağlıyorlar. Evren kendi üzerine kurulduğundan bu yana 7 kez dolanmıştır. Dolanması mutlak soğuk derecede GEÇERSİZ kalır. Yani ENERJİ yoksa hareket durur. Evrenin şimdiki sıcaklığı ise -271.4 santigrad derecedir. Mutlak soğuğa (-273,16 C) SADECE iki derece kaldı. Yani sekizinci bir gök daha olsaydı, Kur'an'dan kuşkulanırdım ya da derdim ki, "Mutlak soğuk derece İYİ hesaplanmamış!".

Bu da Kur'an mucizesinden biri işte... Yani hakikaten detay/tafsilat var (Amenna ve sadekna). Kur'an mufassaldır yani kılı kırk yarmaca ayrıntıyla/detayla/teferruatla doludur. Ama ÜSTÜSTE bindiğinden DİK bakarsanız "Onu" tek bir özne gibi görürsünüz ve BEYAZ IŞIK gibi durur. Eğer ona bir Newton prizması (Mesani) korsanız, iç-içe katlı 7 anlamı birden görürsünüz. İşte Kur'an'da bu 7 ve 19 çok önemli ve HAK olan şeylerdir (ama rakamlara tapmak gerekmez).

1. Fatiha>>>Açılış>>>ALAK
2. Kalem, 3. Müzemmil, 4 Müddesir, 5. Fatiha>>>gerçek adı HAMDELE! Yani Fatiha, Fatiha değildir... O 7 şudur:

1. Oku Rabb’inin emriyle
....
4-5. Kalemle yazmayı öğretti/İnsana bilmediğini de öğretti
6. NUN-Kalem
7. Yazdıklarına andolsun

İşte Alak (5) ve Kalem (2)'den oluşmuş bir MESANİ. Allah'ın EL EVVEL adı da "Rabb’inin adıyla oku" içinde yer alıyor. Zaten İkra e KALEM EL EVVELÜN'dendir. Öte yandan Hızır öğretisinde "İkra" iki defa geçtiğinden,

1. İkra
2. Bismi Rabbike...

diye sayılmakta ve NUN harfi mukattaası yine BİR ayet, “Kalem ve yazdıklarına andolsun” ise ikinci ayet sayılmakta. Kur'an'da 7 turdan sonra kendi adresine dönme yöntemi vardır. Bunu anlatmak çok zor ama belki bir örnek verebilirim.

Örneğin,

1. Hayy (Allah diridir).
2. Muhyi (Allah HAYAT verir).
3. Yahya (as) ebedi Hayat sahibi (Yahya Allah'ın kendi ismini verdiği peygamberdir, ölmemiştir).
4. Yahya, Muhyi, Yuhyi vb. gibi Yohannes (Yahya)
5. JOHN (okunuşu CAN)
6. CAN (Ruh anlamında)
7. CANN>>>Canlar ve bazılarına göre cinler...

Yani HAY>>Muhyi>>Yahya>>CAN (Gianni, Johnny vb dahil), böyle bir 7 tur atıp Boomerang gibi dönmesi var Kur'an'ın... O zaman birbirine hiç benzetmeyi akıl etmediğiniz Hayat=Can gibi bir eşitlik çıkıyor ortaya... Ama bu kadar basit değil; seçtiğim örnek basitti sadece... Zaman zaman bu 7'lileri veriyorum (Kesir-Kevser-Esir-İksir-Elixir (Latince) gibi... Kevser Şarab ise>>>Şurub>>>Sirop (Latince) gibi...

Yani Kur'an HER DİLİN KİTABIDIR. Doktorlarımızın çok iyi bildiği Elixir-Siroup Arapçadan geçme değil. İbrahim'ce (Sankritçe) öndilden ibarettir. Latin de Arap da aynı şeyi biraz farklı kullanmışız.

Mesela Soup>>>Şurba>>>Çorba aynı şeydir. Hüner bunları 7 mesani ile YAKALAYABİLMEKTE... Bu sayede Kur'an'daki Arapça da Arapların dili olmaktan çıkar, Arapların anlamadıkları bir dil oluverir...

Burada anlatmak istediğim şey 7 mesani ile Kur'an'ı DAİRESEL de okuyabiliyor olmanızdır. Çaprazı da vardır (Künnes>>>Kûn>>>Kainat vb. gibi, Hunnes>>>Hun>>>Huyinat). Yukarıdan aşağı okunuyordu: Elham (ilham ettik) dül (at) il(melek) la(Lı eki) Hira(Hira mağarası)...vb.

Kur'an'ın (Biri Rakam) 7 okunuşu vardır. Dördünü size anlattım... Kur'an digitaldir (1 ve 0 varyantları). Bu biraz zor ama öyle gerekiyor. Çünkü Ebced ana tablosu Tevrat'tan alınmadır ve gerçek Tevrat’tan geldiği bellidir ki, Kur'an'ı da aynen karşılıyor. Tabii bunun aslı astarı Tevrat'ta değil. A-B-C-D sırasını oluşturan, alimler alimi İdris'dir. Onun dizme/sıralama biçimi nedeniyle bizler halen EBCeD diyoruz... Bizden önce de Tevrat diyordu aynı şeyi... Kelimei Tevhid ve El Evvel adı bu işin anahtarı.

Allah adı da öyle... Zaman zaman değinmiştik. ZİKR'i koruyan mekanizma DİGİTAL oluşudur. Kur'an korunan bir zikrdir. Zikr hep İKİ hareketlidir.

1. İndi-Çıktı (Rafi-Zeval)
2. Gel-Git (Meddü Cezir)
3. Dağ-Vadi (Transversal dalgalar)
4. Zil-Zal (Zelzele,. boyuna-küresel dalgalar)
5. vs vs. >>> 49

Bunların tamamı dalga mekanikleridir. Ayrıca Nefhi Sur, Sayha vb gibi 49'a kadar sayılacak anlam içinde MİSLİ MİSAL anlamları vardır.


“Zaman Gezmenleri - Messenger” Yukarı

Bir zaman arka gezmeni (ZAG) 20 yaşında yola çıktı, yeniden doğdu (Tarık suresinde işlemiştik). Yola çıktığı 20 yaşa kadar BEYNİN SOL YARIMKÜRESİNDEKİ hafızasını edindi. Hatırlamıyor, ama bunun Amnezia ile ilgisi yok... Sadece zaman TERSİNMİŞ ve İLK 20 yaş anıları SİLİNMİŞ (Kehf boşluğuna alınmış). Günü-saati gelince bir felç ile birden İLK (El evveli) 20 yaş anılarını da anımsıyor. Bir de ikinci 20 yaş (Vel Ahiri) yani BU ÇAĞDAKİ anıları var İDİ. KEHF (Zaman boşluğunda bekleyen) EVVEL anıları, beynin SOL YARIMKÜRESİNE oturuyor ve öteki (sonraki) ise sağ yarıkürede yer alıyor. Böyle bir TIBBİ vaka görülmediğinden elbette şimdilik Tıb için Ha-vet diyeceğiz.

Beynin iki yarım küresinde iki ayrı GERÇEK YAŞANMIŞ ANI olması elbette tıbbi müşahadede İKİ YARI KÜRENİN BİRDEN KULLANILMASI şaşırtıcıdır. Çünkü biyo-organik canlılık SOL ELLİDİR (sol testis ve overi anımsayınız). Ötekisi DUMUR halindedir. Böyle olunca BEYNİN SOL yarım küresinde İKİNCİ bir hafıza olması BİR KİŞİLİK bölünmesi (multi personality) değildir. Çünkü zaman gezmenlerinin hiçbiri akıl hastası olmamıştır. Einstein, Marx, Freud, Velikovsky, Tesla, Gurdjieff, Borges, Kozyrev, vb. vb.

Mrs.CP'yi de unutmayalım. CP=Kaptan, CCP=Co-Kaptan, P=Passenger. Artık sırları (geleceğe dönük olması emri gereğince) açıyoruz. Mrs. ve Miss.'deki “M“, Mighty, Messiah, Maitrea majisyenlerden ONAYLI anlamındadır.

Yani bu kadar dahi insan saydım: Hangisinin akıl hastası olduğunu söyleyebilirsiniz? Bir tek Messing'in psikiyatr tedavisi var, o da telepat (Misstersspassinger) olduğundan. Demek ki bir zaman gezmeninin çok-kişilik hastalığı yoktur ve olamaz da... Kişiliği bölünemez. Bölünen sadece zamanın iki ucundaki (Karneyn) iki ayrı anısıdır. Yani kişiliğinden dolayı bir akıl hastalığı yoktur. Zaten korunmuştur: "Sen mecnun değilsin, yakında kimin mecnun olduğunu görecekler" ayetlerini anımsayınız.

Bunlarda da özneler Hu=O gibi ÇEŞİTLİ kişilere aittir sadece "ENTE=SEN" dediği Resulullah değildir. Zülkarneyn'lerin (geçmiş ve geleceği bir kiriş seddi içinde ya da Kehf gibi zaman çekmecesi içinde) yaşayanların tamamı MECNUN (büyülü, cinli, akıl hastası) değildir. Olsalardı, Allah'ın misyonunu yürütemezlerdi. Dolayısıyla sadece Resulullah değil; O'nun gibi misyonları olanlar için de bu geçerli bir güvencedir. O yüzden bana kaçık filan diyenlere tüm bedenimle gülüyorum...

Kalem Suresi:

1. Nûn! Yemin olsun kaleme ve satır satır yazdıklarına
2. Ki sen, cin tasallutuna uğramış değilsin; Rabbinin nimeti sayesinde,
3. Senin için kesintisiz bir ödül var.
4. Ve gerçekten sen, çok büyük bir ahlak üzerindesin.
5. Yakında göreceksin, onlar da görecekler,
6. Hanginizmiş fitneye tutulan, deliren!
7. Senin Rabbin, evet O'dur kendi yolundan kimin saptığını en iyi bilen. Ve O'dur kimin doğruya ve güzele kılavuzlandığını en iyi bilen.
8. O halde, yalanlayanlara itaat etme!

“Yakında göreceksin, onlar da görecekler”, derken YAKINDA=Gelecekle Rabıta... Messenger). “Hanginizmiş fitneye tutulan, deliren!”, derken de ismen değil ama adres olarak Jana bile var. Ve mecnun olmamanın bir ekstrası daha var: Mecnun=Cinli demek... İçindeki ikinci anlam ise "Şeytanın ileri-geri çalışan zamanı" dolayısıyla "Bunu bana şeytan unutturdu DEMEMEK!". Bunu resuller de söyleyemez (Yuşa resul değildi), iki-zamanlılar da söyleyemez (unutmaları ŞEYTANDAN değil, yeniden doğduklarından yani hafızalarının silinip KEHF'de BEKLETLMESİNDEN).

Beyin kanallarını indüklemek için bunları yazmaya mecburum. Bunları bana yazdırmaları bir NİMET, bugünlere kadar izin yoktu. Jana canlı bir örnek olduğundan ve "Geleceğin bunu BİLİM olarak kabul edeceğinden” dolayı yazmamı istedi. Bence sakınca yok. Böylece sır bir adam görünmekten kurtulurum.

Zülkarneyn ve izleyen Zülkarneyn’lerin tamamı, "gücü mağdurdan alarak” SULTA (Silah) kullanacak olan kimselerdir. Onlardan biri, tüm bilim adamlarının gizemli sırlı dediği Nikolai Tesla'dır. Edison maddi güç vermiştir ve o da inanılmaz ve halen bilinmezlerde olan buluşlarını yapmıştır.

Kehf 83. Sana Zülkarneyn'den de sorarlar: De ki: "Size ondan bir hatıra okuyacağım".

Kehf 83 öyle bir ayettir ki... Tüm Kur'an'ın dijital sıralamasında EN ortaya düşer. Yasin'in 83. ayeti, Nuh'un 83 kişilik İNSANLARI ve asal sayılar içinde (Cifirsel) önemi çok büyük bir sayıdır. 83. elementi de anlatır.

Yasin 83. Herşeyin kaynağı/egemenliği elinde olan o yaratıcının şanı çok yücedir! Sonunda O'na döndürüleceksiniz.

Evet bu ayet çok spesifiktir. Boomerang'ı (Raci) anlatır. 83 kimsenin kurtulacağını diğerlerinin boğulacağını anlatır. Zülkarneynlerin ÇİFTE hatıraları olduğunu anlatır.

“Sana Zülkarneyn'den de sorarlar: De ki: Size ondan bir hatıra okuyacağım”. Burada ÇİFTE hatıra var. Önceki>>>Yecüc+Mecüc'ün Sed arkasına hapsi ve sonraki>>>dere tepe onların birbirine karıştırılmış olarak salınması... Yani gelecek zaman ANILARI...

Jana 23.yy çocuğudur. Hawking ondan sadece üç yaştan daha az büyüktür. Yani akranlar, aynı Nextranssciencenter'in ve Centerminal'in ya da bugünkü diliyle Akademi'nin çocukları. Onlar Walhalla'dan değil; Allahlaw'daki Centerfold'dan... Şi'ra ki orası asla karşı bağ tarafından ele geçirilemez! Orası ki Nur-36'daki kolonizasyondur. Ama bu üç yaş kadar fark 14 ile çarpılınca araya 42 yaş (Aslında daha az ama rakamları yuvarlamak için böyle dedim) çıkıyor. Akranlar arasındaki küçük yaş farkı perspektif sayı yüzünden büyüyor.

Jana'nın 23. yüzyıl anıları (20 yıl), Jana'nın 20. yüzyıl anıları (40 yıl). İki ayrı YARIMKÜREDE... İkisi ayrı ve karışmıyor (karışırsa ve unutulursa MECNUNLUK olur). Şeytan da unutturamaz bu kimseleri! (Resulullah'a indirilen ayetleri şeytan unutturtamadı elbette....Taha 114. ayetin sonunda "İlmin artmasını” istemekle DOĞRU ORANTILI olarak "Ayetlerin unutulmayacağı" bildirilmiştir. Ala suresinde ise, "Bu ayetleri sana tilavetle okumaktayız. Sen bunları unutmayacaksın. Ama ALLAH'IN UNUTTURACAKLARI müstesna diyor (Konuyu işlemiştik).

Jana da aynı kategoride... Şeytan değil, ALLAH'IN zamanda geriye götürme (Tarık) mekanizmasının "UNUTTURDUĞU" yani filmin “countdown motion” biçiminde GERİ-SON'da bitirilmesi... Jana OKU'du! Hanif Müslüman olduğunu UNUTTURDU Rabbi ona... Bir Hristiyan aileden (Alman asıllı Brezilyalı katolik aile) YENİDEN DOĞDU. Hristiyan olarak 20'li yaşlara kadar kiliseye gitti, domuz eti yedi vb. Günah çıkardı... Ama bir felç geldi ona günün birinde... "La ilahe illallah Muhammeden resulullah!" dedi... İma ile namaz kıldı. Bizleri anımsadı (UNUTMADI). Adımı söyledi evvela, sonra da Hawking'in adını... Adımızı Gurdjieff zaten vermişti hastabakıcı ve ilgililere...

Hawking'in yakından uzaktan irtibatı olmayan "baş asistanları", kızcağızı "Maalesef sizi tanımıyor!" diye reddettiler (Hep böyle yaparlar zaten, bir kere de Hawking'e söyleseler ve gösterseler ya!). Öyle bir çığlık attı ki Jana, bu sessizliğin çığlığını (hiç telepat değilim ama) BİR KEREYE MAHSUS BEN DUYDUM. "Yetiş 2Door” diyordu bana, bu ismi benden başka bilen yoktu...

Beynimiz kilitlenmişti... Beynimden Yahoo Messenger'in özel numarasını verdim/veya çekti aldı... İlk bilgisayar eline geçtiğinde hastanede bana Messenger’dan (kendi de messenger ya) mesaj geldi... Özel soruları sordu (test için). Özel anıları sordu. Gelmemi engelledi... Sadece benden bir laptop istedi... Brezilya'ya dönmek istemedi (babası kötü bir katolik, zaten ikinci yani MAZİ baba, üstelik de ÜVEY... Ve ölü annenin bıraktığı miras kavgası var aralarında). ABD'ye (ABD doğumlu) gitmek istedi.

"Haniflik" kelimesinin bizlere “copyright” olduğunu... Mighty'nin geleceğin İSLAMI ile ilgili İVEDİ doküman beklediğini. Allah'ın bize kazandırdığı 50 küsur yılın JANA'nın felcinden HEMEN önce oluştuğunu bildirdi.

Telepatide response-target özelliği vardır. Ama bazı kimseler bunları Amatör telsizci gibi yakalarlar. Örneğin James Joyce böyle biri. Bu yakalama özelliğine argoca "Pick up" deniyor.


“Mi’rac” Yukarı

Mi'rac ASLA kısa olamaz. Çok uzun bir konu. Bu evren (yatay Kudüs'e) sonra dikey (yukarı) süper uzay (alt misal alemi), hyper uzay (üst misal alemi), Kürsi-Arş'ın Altı... Tarık'ın SEMASI var Sidre var arada sonra BURAK(hapalam) ile RafRaf ARŞ'a 50 bin yıl olan bir günde gitti. Bedeni ışık hızında ENERJİ oldu, takyon hızında soyut/ imajiner xyz oldu, sıfırdan küçük bir bedeni oldu yani Rüyet oldu.

Allah'ın huzuruna HOLOGRAM (Sadece hatlardan oluşmuş Kehf) olarak çıktı. Tarık ve Burak denen araçlara da bindi(rildi) elbette... Sidre (Corn Hole) de Cenneti; Horn Hole (Nefhi Sur)da Ervah alemi gördü. Berzah'ın ucunda (şahdamarının en içinde) Allah ile buluştu. Yukarı gitmesi ve dönmesi 2 gün (100 bin yıl) tutmasına rağmen, "Yola çıkmadan amacına ulaşmışlar” GİBİ, "Yatağı soğumadan (Yatak yorgan açılır açılmaz soğur), yatağı daha OLDUĞU gibi sıcakken” geri döndü. Rabbi O'na "Sana gösterdiğimiz RÜYET'i (Holografik perspeksiyonu) diye ayet gönderdi...

İSRA, sözlüklerde "Gece yürüyüşü" diye gösterilirse de aslında İSRA, İsrafil (Nevhi sur)un yani BERZAH'IN SON NOKTASIDIR. Sidre'de mekanlar biter. Berzah'ın en ucunda ise tüm varlıklar (İsrafil dahil her yaratık) BİTER. Salt Allah kalır. Ve Arş'a ve de ĞAYB ilmine hiçbir kimse muttali olamaz. İstisnalar bile O'na ortak değildir. Örneğin Hızır Korkut Dede sadece devasa Levhi Mahfuz içinde IŞIKLI olarak gösterilen kutuları görür, okur ve gider işlevini yapar (Süleyman'a tahtını getirir vb.). Levhi Mahfuz sonsuz çarpı sonsuz kutudan oluşmuş dev bir matristir (en büyük vefk). O vefk Ğaybatın denen bir ilm içinde ve ZULMET (mutlak karadelik) perdeleri diye adlandırılır. Allah dilediği kuluna (İdris, Hızır, Yahya) bunlardan bir kısmını IŞIKLANDIRIR. Hızır bunu okur, gelir bir gemiyi deler, Cebrail onu okur, ayet diye indirir ve Resullere vahyeder. İbrahim orada HALİLULLAH olur Allah'a... Resulullah'ın gittiği en son noktanın "bir üstünde" İbrahim vardı. Resulullah'ın "En yukarı gittiğini söylemek Süfyaniliktir. Çünkü en yukarıda yine o karanlıklar içinde gizlenmiş bir ışıklı makam olan HalilurRAHMAN İbrahim Makamı vardır.


“Namazda Yalnızca Kur’an Okumak” Yukarı

Sakın ola, "Ettehıyyatü”yü namazda okumayın. Değil namazın bozulması, Araplar gibi kafirlikte ve münafıklıkta en şiddetli en ileri geçmiş olma ihtimali doğar. Çünkü "Ettehıyyatülillahi>>>Tahiyyat (dizdize oturmak, dizlerin birbirine değmesi) ettim ALLAH ile diye HADİS iftirası atılmış Resulullah'a... Allahümme Salli... den yukarıda ONDAN İLERİDE Allahümme BARİK ALA... İBRAHİM MAKAMI var... Resulullah efendim Allah ile dizdize oturduysa... İbrahim efendim Allah'ın başının üzerinde mi oturuyordu haşa? Sakıncalıdır okumayınız Ettehıyyatü'yü... Onun yerine NE GÜZEL, ALAK okuyun, Kalem okuyun, istediğinizi okuyun (ben zammı sure olarak kadede Ayetel Kürsi okudum son namazımda... Ondan önce de Ali İmran 56'yı okudum).

İbrahim'in BEREKET DUASI (Soyu için barik istemesi) Kur'an'da zaten var. Ama o zaman KUR'AN'DAKİ BİÇİMİYLE okuyalım lütfen... Bir KELİME değişirse o KUR'AN'dan değildir! Örneğin "Ben Allah'ım". Bu ayettir. Ama eksik ayet: "Firavun dedi ki: "Ben Allah'ım!". Siz Firavun ve Kala kelimelerini kaldırırsanız sonunuz ne olur ben bilemem! Yani okuyacaksanız "Ben Allah'ım" diye değil; "Firavun dedi ki, Ben Allah'ım"... "O ne yaman söz söyledi!", böyle okuyun ayeti...

İbrahim soyundan ve milletinden olan bizler için “Kema barekte” demiş. Ayetler belli bulup onu okuyun diğerini okumayın. Madem aynı şeyi söylüyor, bari Kur'an'daki Allah kelamından olsun. Semiallahü limen Hamideh ve Rabbena Lekel hamd demeyin. Bulun tamamını Kur'an'dan ORİJİNAL ayetiyle okuyun, veya okumayın onun yerine "Allahüekber" deyin.

Ebu Süfyan, Muaviye ve Yezid üçgeni olan bu 3-Gen(etik) bunları koymuş namaza... Orijinal namazda var mıydı? Yoktu! Neden? Çünkü: Resulullah Allah'ımızın dediğinden (Kur'an'dan okumak) dışına çıkmazdı. Kur'an'dan okumak farzdır ama DİGİTAL OLDUĞUNDAN, Kur'an’daki "Farklı yerlerden montaj edilmiş" bir YENİ ŞEY oluşturmak bir afettir. Adeta Allah'tan daha güzel bir şey yazabileceğinizi ima etmektir.

Bir hanif ÇOK DİKKATLİDİR, TİTİZDİR. Kur'an denen SAĞLAMA, o eylem ya da işlemi onaylamıyorsa, hemen terk ediniz. Yoksa titizlik: Bir eli 7 kere yıkamak daha sevaplıymış, adam, arkasında abdest alacaklar kuyruğunun hakkını çalıyor; hamaratlık, işgüçarlık: Adam tuvalete giriyor isticra ediyor.15 dakika ıkınıp sıkınıyor, "Son damla" diye... Adam yaz sıcağında en az 25 bardak su, bir o kadar çay, meşrubat içiyor, "Başını eline koyacaksın, kıbleye diz çökeceksin, besmele çekip üç yudumda suyu içip, her yudumdan sonra elhamdülillah diyeceksin...". Buyrun size HADİS, sahihtir(!). Bunlar TİTİZLİK değil! Bunlar sapıklık! Hanif'in titizliği başka elbette...

Ne biz, Ne Resulullah ne İbrahim babamız (tek dost) ne Cebrail ALLAH ile DİZDİZE-BİZBİZE oturmadılar ve de hiçbir VARLIK DAHA ALLAH'I GÖRMEDİ! Allah'ı görmek sadece İMTİHAN sonrasında ve sadece Sabıkun denen özel bir Naim mekanda mümkündür ki, o da Allah'ın zatı değil Cemali Şerifi (Hoowel-ogram). "Enel hak", "Hakkel Yakinlik”, “Aynel (Göz ile) yakinlik” , “İlmel yakinlik” bunlar hep palavra... Edebali bin Yezid zırvası. Hele cahillerin “İlmel yakinliğine” kargalar güler!

Alimler: İmamı gazali başta hepsini sayın... (İmamı Gazali’nin kitabında kendisi için ALİMLER ALİMİ dediğini de unutmayın). Alimler alimi Gazali'den gelin Fethullah'a kadar gidin... Madem alimlerdi, "Cuma günü tatil yapılmayacağını emreden Allah'ın TERSİNE ve muhalifi olarak neden CUMA'yı tatil yaptılar... Daha İLİM gerektirmeyen bir muhkem (tahkim edilmiş, tartışılmaz) bir ayeti ANLAMAYANA ALİM dedik!

3 vakitten 5'e çıkarılan namazı savundular (sırf şiilere Rafizi demek için). 5 vakiti bize kasnaklamak için de 55 vakit diye bir Mi'rac Hadis'i uydurdular -ki 5 taneye razı olalım. Yani eşeğimi çalıyorlar, bize kaybettiriyorlar, sonra bize bulduruyorlar ve biz seviniyoruz. "Oh la la! Bak 55 vakit kılacakmışız az daha, beş ile yırttık!" diye zil takıp oynuyoruz. Hem de sıkılarak, 40 rekat namaz ile zora koşulmuş bir dinin MÜNAFIĞI oluyoruz.

Münafıkız çünkü: Namazı zevkle kılar gibi yapıp, aslında ZORLA ve içimizden söylene söylene, yüksünerek ve hamallık yaptığımızı bilerek namaza kalkıyoruz. Hele yanımızda namaz kılan birileri varsa, bilhassa, Allah rızası yerine, onlarla birlik olabilmek için zevkle(!) namaza kalkıyoruz... Oysa Allah ne buyuruyor?

"Gündüz sizi çalışmakla yükümlü kıldık... Allah biliyor ki, günün işlerinden dolayı sizin az vaktiniz vardır... Allah size kolaylığı emrediyor... Allah size Kur'an'dan kolayınıza geleni okumanızı... Günün iki tarafında namaz kılmanızı.... Her biri iki rekat kılmanızı (seferiyken bir rekat)... Allah sizlerin gündüz meşgul olduğunuzu biliyor ve sizin için geceyi ibadet olarak diliyor...”.

Bu ayetleri cebimize mi koyacağız? Olmayan bir ikindinin dört rekat sünnetini HEM DE ÖNCE (yazık bize) sonra iki fazlasıyla 4 rekat farzını kılacağız! "Namazı DOSDOĞRU KIL". Dosdoğru kılınan namaz ile ISLAH EDER BİZLERİ ALLAH!

Hanifcandaşlar dikkat! Çok Dikkat! Bir daha dikkat! Yetmez bir daha Dikkat! Allah rızası için DİKKAT! Çok dikkat ediniz! Dikkat ediniz! Dikkafalılık etmeyelim lütfen... Atalarım gibi 20 rekatlık teravihde, 12 rekatlık yatsıda, Huşu mu kalır insanda, Vecd mi kalır insanda! Angaryanın adını huşu koymuşuz sevgideğerler. Bıraksınlar İSTEDİĞİMİZ KADAR namaz kılalım. Beni niçin şu kadar rekat diye sınırlıyorlar?


“Zihinsel Girişim” Yukarı

İnterference, GİRİŞİM demek. İki ayrı yöndeki iki dalganın girişimiyle ortaya DESENLER çıkar... Bunlar gözlemlenebilir, fotoğrafı alınabilir. Feraset ise akletmekteki kolaylık demektir. Yani KOLAYCA akıl edersin, ama bunda marifet karşındakinin KUR'AN gibi AZ-ÖZ şifreli konuşması ya da iki kelime ile senin tüm sorularına "Hah! Şimdi buldum!" dedirtmesi... Fehim gücü tek yanlı; Feraset ise İKİ YANLIDIR. Veren ve alan birlikte rezonans olmalılar... Ferasette bölüşüm vardır (Bunları sözlükte bulmak zordur. Çünkü Kaamusçuluk bizde HADİS ilmi gibi yalan yanlış gidiyor).

Biri eğer senin için ve aynı anda "HAYIR DUASI" ediyorsa, ikinizinki birbirine GİRİŞİM SAÇAĞI yapar (bunu Kirlian fotoğraflarında RESMEN görebilirsin). Birbirine dostane iki kişinin mesela parmakları yanyana getirildiğinde SAÇAKLAR yumuşar uzar ve ikisi birbirine karışır. Ama antipati durumunda tersine birbirleriyle karışmaz, kısalır ve dikleşir. Bu iki insan birbirlerini tanımasalar bile birbirinden nefret etmek için yaratılmışlardır diyebilirim.

İnterferens (girişim) sempati durumunda ortaya çıkar. Antipatide ise "Hair-cut effect" oluşur. Yani kirpi gibi diklenir saçaklar ve birbiriyle interferens (girişim) yapmazlar...

Geri Dön     Yukarı