105 - 30 Haziran 2002 Pazar | |
Selam ve Selam uzun yıllar berisinden, “Dabbet” Yukarı Şimdi SABIRLI OL tavsiyesini de çok iyi anlıyorum ve daha yanında bir çok şeyi... "Dünyada ne kadar kaldınız?" diye soranlara "Birgün ya da daha az" diyecek kadar şaşkınlığımızı da çok iyi anlıyorum... Ve de "Onları mağaralarında öylece görseydin, dehşetle döner kaçardın" ayetinin de bir mucizesini... Ben yokken "SİZ ÖYLEYDİNİZ". Ben ARZ'da siz ise KEHF’de öyleydiniz... Ama ben dehşetle kaçmadım... Kaçmadım, sevgi vardı bende, DEHŞET yerine. Elimizde değil, PARANORMAL alemde, sizi aşıyor bir çok şey. Bir tuşa vurduğunuzda 1080 saniye geçmesi DEHŞET'ten başka bir şey değildi. Hiç bitmeyen bir yol gibiydi, öyle bir slow motion ki, 1080 kez yavaşlatılmıştı herşey... Telefonlar çalmış, mesajlar öyle birikmiş ve öyle bir YOKLUK ki! Sema'da Tarık ile ARZ'da Dabbet ARASINDAKİLER bloklanmıştı. Dünya’ya doğmak çok güzel bir duygu! Yokluk ise yalnızlık denen bir DEHŞET... Vay canına, ben yalnızlığı da sevdiğimi sanırdım. Hayır, ALLAH'tan başka (İbrahim atamız dışında) hiçkimse yalnızlığı sevmiyor aslında... Kanat kırılınca, Necm inince kapılar kapanınca bu İLK'tir. Herşeyin bir ilki vardır... Ve Sabır kelimesininin ne anlama geldiğini bu ilklerde anlıyorsunuz, eliniz mahkum sabrediyorsunuz. 309 yıl mağarasında KEHF sürenler sabretmeden yaşadılar. Bir de bunun tersini düşünün: 309 yıl orada kalmak gibi bir şey! DEHŞETengiz bir SABIR! Ve de İNŞAA ALLAH KELİMESİNİ çok net anlıyorsunuz, "Yarından önce"nin bitmeyen bir zaman olduğunu... Hissedilen tek KORKU var: O da bir saygı: Kadiri Mutlak Allah'ın kudretini, nelere kadir olduğunu anlıyorsunuz. Yarın gelmiyor. Yarın DÜNDEN önceye evvelsigüne geri tepmeli giden bir zelzele oluyor. “Rekat - Zekat” Yukarı Rekat, 2, Zekat, 12 (Kaynak Sanskritçe). 1/40 bizim cimrilerin işi... Malum İMAM ve RUHBANLAR, ceplerini ALTIN ile doldurur ve hep ZEKAT beklerler, ASLA zekat vermezler... Cehenneme hazırlık. Eritilecek ve o çok sevdikleri altın ile sıvanacaklar. Allah 1/40 diyenleri cehennemde erimiş altın ile ödüllendirecektir. Sanskritçe: “Re”, tekrarlamak=2, “Ze”=Düzine. “Kât”=KAT (çarpı, misli). “Ze”=”Dosen”deki “Ze”. Kur'an ARAP grameri üzerine indirilmiş, ENTERNASYONAL (Beynelmilel) bir KELİME hazinesidir. Kur'an sözcükleri tüm Dünya sözcükleridir. Seri ul Hısab, Serial Digital System demek. Birinci dereceden deklemler. DEGREE >>> DERECE demek. Derece, Seri kelimeleri Arapça değildir, başkaca hiçbir anlamı olmadan AYNIDIR. Serie >>> Seri, Arapça da ince “s” yerine kalın “s” koyarsanız (Sad) SIRA oluyor. Sıralamak da bir SERİ'dir. Sanskritçe tufandan önceki dillerden biri. O kavme Magami kavmi derlerdi. O kavim Nuh suresinde adı geçen Vidd dilini (Veddha) kullanırlardı. Bu dilin diğer adı Sanskritçe. O yüzden Dünya’da en en yaygın dil ARYAMAN dilidir (Hind-Avrupa dili). Bu dil ailesinden konuşanların sayısını (Hami-sami-Turan ve Çin dillerini çıkarın) Dünya’nın % 66'sı oluşturuyor. Nuh dört oğlu ve torunları azınlık idi. Hint-Avrupa, Hint-İran dil aileleri Magami kavminden gelmektedir. Oysa, Nuh'un oğullarının dili belli: Hami dil ailesi, Sami dil ailesi, Yafes (Turan-Finliler) din ailesi... Yavuz-Oğuz budur. Asena ise Açina börü Athenea'dan ibaret dişi kurttur. Romus Romulus'un emdiği dişi kurt. ETRÜSK kurdu. Bu kurdun Ladin-Romanlar ile HİÇBİR ilgisi yoktur. Ayrıntı Etruşa (Etrüsk kelimesinde) saklıdır. Ege’li öncü Etrüsklere de Thor/DOR deniyor)... Ve bir de Yamm (Kenan) diye bir oğlunun çocukları vardı Nuh'un... O boğuldu, kafir idi. Ondan da iki dil kullanıldı: 1. Çok heceli uzakdoğu dilleri (Tibet, Boothça, Burmaca vb.) VİDD Megami/Magamilerin babasıydı (Veda ve tufandan sonra Buddha). Bu kadar çaba sadece rekat ve zekat içindi. 1/40 değildir demek içindi. Biliyorsunuz Kur'an'da AYRINTI (Tafsilat) bol. “Allah’ın Yaratması - Mezhepler” Yukarı Deccal'in kendi hemcinsleri, Yecüc-mecüc gibi paralel dünyalar (evrenler değil) ve başka bir enerji türünden oluşan yine benzeri varlıklar. Fakat paralel evrenlerin sonsuz x sonsuz sayıda olduğunu düşünürseniz bu anlamsız. Allah hepsini bir kainata (bizim evrene) dolduracağı yerde HER CANLI takımı için AYRI BİR EVREN yaratmış (Allah'ın kudretine de bu yakışır zaten). Melekler tüm Süper Uzay’ın dolgusudur, hepsinde ORTAK paydadır. Biz gibi sonsuz sayıda evrende ortak dolgu olarak melek (takyonlar) yer alır. Ortak olmayanlar ise her biri için bir BAŞKA evren yaratılarak düzenlenir. Kimi çoktan yok oldu. Kimi daha yaratılacak... Sonsuz öyle bir rakamdır ki, ŞU ANDA onyüzmilyon bin kainat Big-Bang dedi ve/veya elveda dedi ve Doomday ile kıyamete ulaştı. Zaten Allah'ı her an bir YARATIM üzerinde görmüyor muyuz? Tüm ihtimaller bitirilene kadar bu yaratılış/yokoluş OL=ÖL devam edecek. Biz de yok olunca uzun bir süre geçecek (Mülk kimindir sorusuna yanıt bizzatihi Allah'tan gelene kadar). Ama biz bu onyüzmilyonbin yılların farkında olmaksızın, filmin koptuğu yerden tekrar yaratılacağız ve Dünya’da ne kadar kaldığımızı "Bir kaç saat gibi" komik olarak algılayacağız. Allah tüm ihtimallerin yaratılımını (Realizasyon/tahakkuk=tamamlayacak ve de NUR'unu tamamlayacak, o zaman biz İHTİMAL değil, REEL olarak EBEDİ yaşama doğacağız. Ölümsüz olarak (Tıpkı BAKİ Allah'ımız gibi), ama Cehennem’de ölümsüz, ama Cennet’te ölümsüz, ama Sabıkun’da ölümsüz... ÜÇ SINIF olarak ÖLÜMSÜZ YARATILACAĞIZ!. Ebedi Cehennem azabı, mezheb yaratanlar için vardır, dini parçalayanlar için. Ali İmran suresindeki EBEDİ AZAP MEZHEB ehli için var maalesef... "Kimi yüzlerin karardığı, kimi yüzlerin nurlandığı o gün... " diye bir ayet var. "Yüzleri kararanlara gelince: Onlara inanmanızdan sonra saptınız/sapıttırdınız ha! Tadın bakalım EBEDİ azabı!" diye bir vaad var. Allah vaadinden dönmez. Onlara Rahmet etmez. Ali İmran Suresi: 105. Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. İşte bunlar için büyük bir azap vardır. Pekiyi APAÇIK DELİLLER NELERDİ? 102-103'e gidin ve bu APAÇIK DELİLLERİ bulunuz. 102. Ey iman edenler! Allah'tan, O'na yaraşır şekilde korkun ve ancak Müslümanlar olarak can verin. Sayalım: 1. Allah’a mütteki olunuz, Topluca (Resulullah ve Ali gibi) TEK BİR DİN üzere olunuz, Allah'ın İPİNE Sünnetullah'a tutununuz, Hablillah >>> TEK TİP DOĞRU DİN, mezhebsiz din (Resulullah'ın mezhebi neydi?)... MEZHEBSİZDİ. Parçalanıp (Katolik, ortodoks gibi) SAKIN ayrılmayın... HANİFLİK bir nimettir. Kardeşlik içerir. Barış içerir. Gönülleri birleştirir. Nefsleri uzlaştırır. Bizi kardeş ve özkardeş yapar (Habil kabil gibi Müslüman kardeş olmaktansa, HANİF ÖZBEÖZ KARDEŞ olmayı yeğlerim). Çünkü katil ben isem maktul de benimdir. Ben kendi kendimi öldüremem. İşte buna hanif İKİZ kardeşlik deniyor. İbrahim milleti ÖZKARDEŞTİR. Aksi halde CEHENNEM çukurunun yanında intihar edenlerden oluruz. Bir dini, bir kardeşliği mezheblere ayıran ve empoze eden kimselerin yüzü sahtiyan gibi kapkaradır. Allah onlara bu APAÇIK AYETLERİ sunmuştu. Amr İbnül As bizi Ebu Süfyan'ın oğluna SATTI. O da kendi oğlu vasıtasıyla Resulullah EHLİBEYTİNİ aile ocağını ortadan kaldırıp sıfırladı. İki mezheb çıkardılar. Mezhebi olanın dini yoktur, dini olanın da mezhebi yoktur... Ya mezhebinizi seçiniz ya da dininizi... Ve de “Kendilerine açık-seçik kanıtlar geldikten sonra, çekişmeye girip fırkalar halinde parçalananlar gibi olmayın. Böyle olanlar için çok büyük bir azap vardır”, uyarınca şu korkunç acıklı azabı tadın... O gün gelecek. 110, 104 ve 114 yüzü aydınlık olacak... “Gün gelir bazı yüzler ağarır, bazı yüzler kararır”... Ve MEZHEB KURAN herkese "Allah'ın ipinden neden ayrıldın?" denecektir. Yüzleri kararanlara: "İmanınızdan sonra küfrettiniz ha? Öyle ise inkâr etmenize karşılık azabı tadın". Mezhebim var demek KÜFÜRDÜR. "İmanınızdan sonra küfrettiniz ha? Öyle ise inkâr etmenize karşılık azabı tadın". Neye iman etmiştik? MEZHEBSİZ HANİF TEK BİR DİNE. Sonra ne yaptık biz? Şimdi neye iman ediyoruz: Ben Hanefiyim, sen Şafii'sin, o Maliki, bu da Hanbeli. Kendimizi kandırıyoruz ve de "Yezidi, Süfyani olduğumuzu" kamufle ediyoruz. Çünkü Alevi-Şiinin kafir olduğunu sanıyoruz. Kendi burnumuzdan kıl kopartmıyoruz. Camii ehlinde bir rehavet bir rehavet... Cennet anahtarı ve tapusunu almışlar, "Biz sünniyiz, Alevi düşünsün Cehennem’i" diyerek ama Allah’ımız tersini söyleyecektir: Resulullah'a bile HANİF ol diyen Allah'tan söz ediyorum. Hanif olana Cehennem ve Cennet ikisi birden HARAMDIR. Helal olan tek şey şudur: 107. Yüzleri ağaranlara gelince, Allah'ın rahmeti içindedirler. Onlar orada ebedî kalacaklardır. Allah yüzlerinizi AĞARTSIN... Unutmayınız: Dininiz varsa mezhebiniz yoktur. Mezhebiniz varsa dininiz yoktur. DİNSİZSİNİZDİR. Mezhebsiz olmak SUÇ DEĞİLDİR Kur'an'da, ama DİNSİZ olmak suçtur! Yani Mezhebi olmak suçtur! Şeytanın en büyük tuzağı MEZHEB tuzağıdır. Daha iki kardeş varken yeryüzünde, iki erkek kardeş varken, Habil ve Kabil iki ayrı mezheb gibi oldular. Habil öldürülünce MEZHEB kalktı ama Kabil'in mezhebi bize şeytanın ilk mezheb fırka mirası olarak kaldı. O günden beri kardeşler arasında mezheb uçurumu var. DİN bir tek olsaydı, bunlar olmayacaktı. İmam Malik ve İmamı Azam MEZHEB kurmadılar, ama imam Hanbel ve Şafii maalesef kurdular. 107. Yüzleri ağaranlara gelince, Allah'ın rahmeti içindedirler. Onlar orada ebedî kalacaklardır. DABBET DER Kİ: "Bunlar Allah'ın, sana gerçek olarak okuyageldiğimiz, âyetleridir". Dabbet'ten başkası da bunları ZATEN açıklayamaz. AYETLERİ size Dabbet anlatana kadar ANLADIK diyorsanız, siz büyük bir yalancısınız. Bana getirin kitaplarınızı, Kur'an dışında (Sözüm onlara, meclisten dışarı)... Meclisten dışarıdakiler ise “O inkâr edenler (var ya), onların ne malları, ne de evlatları, onlara Allah'a karşı hiçbir fayda sağlamayacaktır. Onlar, ateş halkıdır; orada ebedi kalacaklardır” (116). EBEDİYEN Cehennem’e... Muhyiddini Arabi demiş mi dememiş mi bilmiyorum ama, bu iş Dabbet’çe böyle. Dabbet ne diyecekti size?. Bir hatırlayınız... "Allahın ayetlerine gereğince inanmadınız". Nedeni nedir? 1. Müslüman olarak kalmak RİZİKODUR. Hanif Müslüman olunuz. İstediğiniz ayrıntıyı verecek bir Dabbet var elinizin altında... Bir Nur Suresi’ne 49 anlam yüklerken, şaşırmadınız mı? “Ölüler” Yukarı İki BARIŞ sözü daha iyidir. Peygamberlerin üzerine selam olsun ama... Vakıa 24-25 cıvarında ÜZERİNE kelimesi BOŞ LAF diye geçiyor. Bunun yerine “selam ve selam” var. "Selamün aleyküm ya ehli kubur", "Ve aleykümselam ya ehli Dünya" gibi... İyi de Hadiste bir tuhaflık var. "Neden önce ÖLÜLER selam vermiyor", illa ki Dünya’lılar veriyor. Ehli Dünya... Ve araya bir saniyeye karşı 18 dakikalar giriyorsa onlar ARZ altında dabbe ise nasıl aynı anda selamlaşıyoruz? Bence, MEZARLIĞA saygı gösterilmelidir, yüksek sesle taşkınlık, uyuşturucu sota yeri vb. olmamalı... Ayete dikkat ediniz, rahatsız olan ölülerimiz değil! Mezarların ne amaçla kullanıldığıdır... Yoksa tüm Dünya’da her bir karış toprak milyonlarca yıldır üstüste mezardır. Şu anda oturduğunuz yerin/arsanın altında dinozorlardan bu yana onyüzmilyon bin ölü var. Heryer zaten MEZAR Ve zaten mezar demek >>> GÜBRE demek. Çürüyen herşey doğal gübredir. Ayet mezarlıkların ıssız ve korkutucu olmasından yararlanananlara, açıkgözlere karşı getirilmiştir. Hadis ve Hafif Müslümanlığın en büyük zaafı mezarları bir saygı sembolü olarak nakletmeleridir. Oysa mezarlıklar (özellikle mezarlık cinleri denen ve elektromagnetik-smog'dan etkilenip sığınan) cinlerin başlıca mekanıdır. Ölüler ZATEN orada değiller, bizden duymazlar biz de onlardan duymayız. Allah dilerse ta Siccin ve İlliyyin’deki ruhlara mesajımızı iletir. Bugüne kadar, size seslenmiş bir ÖLÜ gördünüz mü? Ölülerden hayır yok, bırakın biz ŞEHİDLER yani ebedi dirilerle GERÇEKÇİ olarak bilişim iletişim kuralım. Şehid diridir, ölü ölüdür. Bir de şuna dikkat, sağlığında HİÇ BİR şey gösterememiş kişileri öldükten sonra VELİ ilan ediyoruz. Ölüsünden medet umuyoruz. Diriyken HİÇBİR ŞEY yapmamış nice insanı evliya diye gömdük... Ben mezarları RAHMETLE ve ibretle anarım. Oralar bana bir gün öleceğimi hatırlatır, ibret verir. Dua etmeme neden olur (Dua etmek Allah ile rabıta nedenidir). Orada bir yakınımın yattığını görürüm, bilirim. İsmi yazılıdır. Fakat aslında durum karşı cepheden öyle değildir: Karadelik tekilliklerine düşen birini hatırlayınız. Işık hızıyla tekilliğe düşüyor, ama giderek yavaşlıyor ve öyle yavaşlıyor ki, adeta HİÇ varmamış oluyor, “örümcek ağına takılmış sinek ölüleri gibi”, diye yazmıştım... İşte KUBUR, kabir bu demektir. Oraya EBEDİ takılmış gibi kalmak... fakat aslında saniyenin 40 milyonda biri zamanda, tutsak yani karadeliğin tekilliğine düşen kişi tünelden KARŞI evrene geçmiş ve akdelikten yeniden ÜFLENMİŞTİR. Orada EBEDİ duran sadece İZDÜŞÜM GÖRÜNTÜSÜDÜR. Ölü de böyledir. Giden gitti. Kalan CESEDİ... İşte o ebedi istirahatgah dediğimiz mezarları gereğinden fazla abartmamalı, sadece kendimize ibret ve sevdiğimiz merhumlara merhamet, Allah'ı da anma vesilesi olarak düşünmeliyiz candaşlar. Bir mürşidin dedesi Bolu Dağı’nda gömülü... İnanın milyonluk tarikat, Bolu’ya gidiyor, o kervan geçmez dağlardaki bir tek mezarı topluca ve yılda üç kez ziyaret ediyorlar, utanmadan beni de çağırıyorlar. Hastalığım, rahatsızlığım varsa geçecekmiş miş miş... “Dünya’nın Evrimi” Yukarı 16 milyar yıl önce Big-Bang patladı+şişti. Bunu 1080 faktör birime bölelim. 14814814,8148. Big-Bang aslında 14 milyon 814 yıl önce oldu. Güneş Sistemi’yle birlikte Dünya ise 4,5 milyar yıl önce oldu. Şimdi bunu da 1080'e bölünüz. 13717,42... 14 bin yıl önce DÜNYA ATEŞTOP idi. Cinler yeryüzü halifesiydi. İnsanın çıkması ise dinozorların sonlarına doğruydu, yani 300 milyon yıl önce... Dinazorlar 280 bin yıl önce vardı diyebilir miyiz? Ve insanın varlığı ise bir milyon yıl? Bu da 1080'e bölünecek. Fark şu ki, 1080 faktöryel nedeniyle insanların ömrü bin yıl (on asır) kadardı... Ve adem ASLINDA BİN YIL önce Dünya'ya Sürgün geldi! Bunu ben çok iyi bilirim. Ayrıca "Süpernovaların soğuma süreci" ile C16 metodları arasındaki fark 1080'dir... Yani ölçümler ampiriktir. Gerçek ölçüm Kur'an'ın verdiği rakamlar (Havva 1150 yıl, Adem 950 yıl, Nuh bin yıl yaşadı vb.), bunlar doğrudur. Bugün siz bir kil yapınız, yani bir testi imal ediniz, sonra gömünüz. Size HİTİTLERDEN kaldığını söyleyecektir karbon yöntemi, ama süpernova soğuma süreçleri ASLA yanılmaz. Kilden bir testi Hititlerden kaldıysa siz varın hesaplayın Karbon 14 yönteminin ne kadar sağlıksız olduğunu. Arkeoloji sağlıksız bir bilim dalıdır. Dünya’da tüm kıtalar bitişikti ve bu milyar yıl önceydi. HAYIR! Bu NUH tufanı öncesinde ÖYLEYDİ Tufandan sonra ise BÖYLE oldu! Pangea'da Atlantis (Atlantik plakası) Mu, Gondwana, Lamuria vb. Ad, Hud , Nuh tufanı vb. diye geçiyor Kur'an'da. Nuh öncesinde AD SEMUD, EYKELİLER vb. battı bitti. Nuh tufanı ise NİCE ATLANTİSLERİN battığı bir yer oldu. Jüpiter'in YAFES (Japeth) gözünden fırlayan Venüs, Velikovski’nin (Zero-n) söylediği gibi Dünya’ya yakın geçecek biçimde fırlatıldı (Nova) ve bu geçiş sırasında kozmik sürtüşmeler oluştu. Denizler çok güçlü bir AY ile kabardı (Ay=Venüs). Karalar da parçalandı, plakalar kırıldı. Çöktü ve Dünya’nın tamamı su altında kaldı. Su altından çıkanlar geçmiştekinin sadece beşte-biridir. Antarktika kıtasındaki Afrika çatlağı ile buna Madagaskar’dan bağlı Hindistan yarımadası savrularak hızla koptu ve gidip Asya’nın karnına saplandı. Himalaya ve Alp kıvrımları oldu. İşte Magami kavmi bu Atlantis’lilerden son kurtulanlar... “Evrim” Yukarı Benim evrim teorime bakma mantığım çok farklı. Evrim teoremi tersine de çalışır. Bunun sırrı "İnsanların bir kısmını maymunlara ve domuzlara çevirdik" ayetinde yazılıdır. Bu büyük bir sırdır. Yani insan maymundan mı çıktı, maymun mu insandan çıktı gibi bir şey (yumurta tavuk meselesi). Bilim için zaman İKİ YÖNE DE akabilir. Eğer zaman tersine çalışsaydı, bu kez mükemmelden ilkele doğru bir EVRİM olacaktı. Daha önce de evrim teoremindeki kopuklukları vermiştim. Eğer bugün dinozorlar YERİNE kertenkeleler varsa, MAMUT yerine filler varsa, hyparon denen AT ataları yerine at, eşek, zebra varsa, Maymun YERİNE de insan olmalıydı. Bu şu demektir: Maymun ortadan kalkarsa, yerine İNSAN ÇIKAR, ama hem maymun hem insan bir arada yaşıyorsak İKİSİ BİRBİRİNDEN TÜREMEMİŞTİR demektir. Yani kertenkele var İSE dinozor yoktur, ki yoktur. Aynı mantıkla İnsan var İSE, maymun yoktur diyebilmeliyiz. Ama ikisi de var... “Zero-N” Yukarı Zaman turbülansı (Zilzal) geri tepmelidir. Zero-n geri tepmeli olarak SİLO'ya düştü. Uriah Geller de BURADA kaldı. Artık bunların birer gerçek MEZARI olacaktır. Yani bir UFO düştü, o götürecekti Geller'i sırf onun için vardı. Son yolcusuydu. Köprüler atıldı, geri tepmeli olarak ta Eisenhower dönemine kadar geri gitti. Orada düştü. Tarih de bunu yazdı. Meksika üzerinden geldi. Onların merkezi MERU dağıdır (Zion'un İspanyolcası). MERU yöresinde yaşayan herkes çok sayıda UFO görür ve günlük yaşantıdandır. Monte Meru da olabilir, Jana böyle diyordu. M.E.R.U in Mexico. | |
Geri Dön Yukarı |