130 - 9 Şubat 2003 Pazar

Selam ve Selam,


“Hanif İslam - Hac” Yukarı

BİRTEK HANİF HANİF'e dosttur. Çünkü Allah İbrahim'i+milletini DOST edinmiştir. Bizim bizden başka dostumuz yok. Atalarımız bile bize düşmandır. Biz onları sevsek de onlar bizi sevmezler. İBRAHİM MİLLETİ ise selam+selam üzerine ASLA ve asla HAİN değillerdir. Ayetler bizim çevremizin DÜŞMANLA kuşatıldığını anlatır (Ali İmran 116'dan itibaren) ve en büyük düşmanımızın bizim büyüklerimiz olduğunu anlatır -anlayana-.

Ali İmran Suresi:

116: Küfre sapanlara gelince, onların malları da çocukları da kendilerine Allah'a karşı bir yarar asla sağlamayacaktır. Ateşin dostlarıdır onlar. Sürekli kalacaklardır onun içinde.
117: Bu dünya hayatında harcamakta olduklarının durumu, bir rüzgâr örneğine benzer: Onda kavurucu bir soğuk vardır. Öz benliklerine zulmetmiş bir toplululuğun ekinine değmiş de onu mahvetmiştir. Allah onlara zulmetmedi, onlar kendilerine zulmediyorlardı.
118: Ey iman sahipleri! Kendi dışınızdakilerden/seviyenizin altındakilerden bir kimseyi sırdaş edinmeyin. Sizi sarpa sardırıp perişan etmekten çekinmezler. Size sıkıntı verecek şeyi pek severler. Ağızlarından nefret ve öfke taşmaktadır. Göğüslerinin saklamakta olduğu ise daha büyüktür. Eğer aklınızı işletirseniz Allah size ayetlerini açık-seçik göstermiştir.
119: Siz öyle kişilersiniz ki, onlar sizi sevmedikleri halde siz onları seversiniz. Ve Kitap'ın tümüne inanırsınız. Onlar ise sizinle karşılaştıklarında "İnandık!" derler; başbaşa kaldıklarında size öfkelerinden parmak uçlarını ısırırlar. De ki onlara: "Öfkenizle geberin!" Allah, göğüslerin içindekini çok iyi bilmektedir.
120: Size bir iyilik dokunsa bu onları rahatsız eder. Size bir kötülük dokunsa bununla sevinir, ferahlarlar. Eğer sabreder, sakınır/korunursanız onların tuzakları size hiçbir şekilde zarar veremez. Allah Muhît'tir, yapmakta olduklarını çepeçevre kuşatmıştır.

Haniflik evrim ve devriminden sonra SİZLERE omuz omuza namaz kıldıklarınız bakınız rasıl düşman oldular! Hans diye bir sapığın sizi yeni bir mezhep ile aldattığını söylediler ve yazdılar. BİZ ONLARI halen seviyoruz ama onlar bizi sadece SAPIK iken sevdiler, HANİF olunca nefret ettiler... "Dört ay Hacc mevsimi" dedim, "Amenna doğrusun dediler. Ben arkamı dönünce bana "SAPIK" dediler. İşte siz ÖYLE HANİFLERSİNİZ ki, onlar sizi sevmedikleri halde SİZ ONLARI seversiniz... Ve bundan SÜFYANİLİK doğar... Sizden de Mehdianizm. Siz öyle kişilersiniz... Kitaba inanırsınız kuşkusuz. Onlar da "İnandık" derler ama, Mighty'nin karşısına ŞEYTAN ile işbirliğiyle dikilirler...

HACC'a gidilemez... Hacc “District of The Muslims” olmadığı sürece... SUUDİ İŞGALİ altındadır HACC. Orası İslam aleminin BAŞKENTİ olmalıdır (NY'deki UN binası gibi BAĞIMSIZ OLMALIDIR). Kabe ve Kudüs ikisi TÜM ehli kitap dinlerinin İKİ DISTRICT'idir. Bölge demek değil, FEDERALDİR, yani tüm eyaletlerindir. Mekke ve Kudüs de böyle candaşlar... SUUDİ servetine servet katan HACILARIMIZI biz seviyoruz. Onlara İŞGAL altında HACC olmaz dediğimizde onlar BİZİ SEVMEZLER. Kurban kesin Hacca gidin ama temelde Maun oluyorlar/oluyoruz...

Allah onların haccını kabul eder ya da etmez.. Bizim erken açtığımız oruçlarımız gibi... 5 vakit diye KUR'AN’I DEĞİŞTİRİP kıldığımız namazlarımız gibi... Allah'ın ve mucidi olan İbrahim'in namazını biz beğenmedik. Oysa Allah Resulullah'a "Sizden öncekilere farz olduğu gibi namaz (İBRAHİM'İN HANİF NAMAZI) size de farz oldu!" dedi. İbrahim'in namazını beğenmedik. Biz ehlibeyt katillerini beğendik. Biz süfyaniyiz, biz yezidiyiz. “Doğrusu insan Rabb’ine karşı çok nankördür”. KENUD'larız biz... Yani Halife olacağımıza muhalefet olduk. O hacc ne kadar kabul edilir? Ya MAAŞLI PAPAZ arkasında kıldığımız namaz?... Hacc konusunda Kurban Bayramı dışındaki HARAM AYLARDAN birinde gidiniz. O Hacc'dır, sizi UMRE diye kandıracaklardır ama siz gelin Kur'an'a inanın. Arafat'a çıkın ama Mina'da şeytan taşlarken ya da Sefa Merve arasında koşarken biraz düşünün. Başka bir şey demiyorum.

Çünkü o Kabe'yi İbrahim atam ile oğlu yaptılar, tavaf ettiler, Haccı onlar buldular Zemzem’i de... Biz gitmeyeceğıiz de kim gidecek... Ve Resulullah SAVAŞTA bile HARAM aylar anlaşması yaparak HACCA gitti. Mekke Ebu Süfyan işgalindeydi ve o putperestti. Ama SUUDİ hanedanı putperest değil MÜSLÜMAN ve DİN ile gelirini KENDİLERİNE yontan HIRSIZLAR... Onların HACCINA gitmem demek... HANİF AKILLI ve de BİLİNÇLİDİR. Akıllı olan ATALARININ dininden kurtulmuş İBRAHİM demektir. İbrahim olunuz. Biz atalarımızı severiz. BEN de seviyorum ama sevmek kadar sevilmek de bizim hakkımız değil mi?

Sevilmeden sevmek demek sevenin yani sevilmeyenin ötekine SELAM demesi, diğerinin ise boş vermesi demektir. SELAM ve SELAM, sevip de sevilenlerin karşılıklı sevişenlerin SELAMIDIR.

Bayram namazı vacib değil sünnettir ama SABAH NAMAZI farzdır. SİZ ASIL SABAH NAMAZINI kaçırmayın. FARZ farzdır, sünnet sünnettir. (Hanefilikte bayram namazı vacib sayılıyor). Ama mezheb ile işi olmayanlara, diledikleri kadar iki rekat x çok namaz, bayram namazı yerine geçer. BEN KUR'AN'IM, içinize sinsin. KORKMADAN dinleyin Kur'an'ı. Bayram namazını "Ele güne "karşı kılmak gerekebilir. Bayramlarda BARIŞILIR, tokalaşılır. Bunları yapın elbette... Ama...

Bayram SENİN hacca gittiğin son dört gündür (100 küsur günden biri), eğer sen hacca gitmiyorsan, BU BAYRAM yani MELİKLERİN (İslam önderlerinin buluştuğu SON HAC) bayramının girdiği saati esas alarak, melikler/ileri gelenler gibi bayramı eda edersiniz. Bayram namazı SÜNNET'tendir.

Hac asla mali sorun OLMAMALIDIR. AB üyesinin Avrupa'ya çıktığı gibi, kolaylıkla ve yükümlülük gerektirmeden olmalıdır. Ama SUUDİ haraç yeme merakı yüzünden çok pahalı oluyor Hac. Dediğim gibi, Hac İŞGAL ALTINDADIR. Suudi işgali altındadır. Osmanlılar’da MEKKE ŞERİFİ vardı. Yani Mekke bağımsız KENT-DEVLETİYDİ. Padişah bile İZİN isterdi. Ve İnanılır gibi değil, Mekke Şerifleri (yani kent özgür valileri) Yavuz'dan sonra hiçbir OSMANLI padışahına hac izni vermedi. İnanmayacaksınız ama bu doğru. Kaç padişahımız Hacı oldu sanıyorsunuz? Bilen var mı? HİÇ BİRİ!

Edebalı ailesine Hac yasaktı. Yavuz da gidip MEKKE’Yİ zaptetmek için Hacı oldu. Şeriflik sistemini SELAHADDİN EYYUBİ ve de Suriye Selçukluları KORUDULAR, yani onlara HAC izni çıktı... Ama Edebalı ailesine nedense çıkmadı. Bu durumda şimdi Mekke Şerifliği olsaydı. HİÇBİR VAHHABİ'ye de izin çıkmayacak, Hiç bir Suudi Emir ve Melik'i içeri alınmayacaktı. Suudilerin sağmal ineklerine Hacı deniyor şimdilerde... Ama KUTSAL o topraklar BİR ÖZLEMDİR, gitmemek elde değil! Kabe blokunu görmek bile insana huşu veriyor.

75 yıl Rus esaretindeki Türkler hiç gidemediler... ZAMANLA gidiyorlar artık... Böyle bir şey bu... İslam aleminin bypass etmesi demek, öncelikle ARAP MİLLİYETÇİLİĞİNİ reddetmeleri demektir. O zaman Suudilere İslam konseyi yaptırım uygular ve Kabe’nin hemen yanındaki o lüks otellerde yapılan fuhuş da engellenirdi. En az şüphe uyandıran yer de ondan. Araplar aşağılıktır (Kaynak Kur'an).

Dört milyon kişi, bir milyar verseler Suudilere kaç para eder? Ben de burada öğrenci okutacağım diye deliriyorum. Petrol+inanç turizmi=Suudi serveti, artı bunların faizi. Dünya’daki en büyük ribacılar Musevilerden sonra ARAPLAR'dır. En kızdıkları kavramın FAİZ olmasına rağmen bu böyle.

Kural=Kur'an'dır. Başka kural yoktur. Allah kurallarıdır... Sünnetullah'tır, ASLA DEĞİŞMEZ. Yezid bile değiştiremez... Kimse değiştiremez... Değiştirilen beyin yıkanmış BEYİNLER. Hanif öyle özgürdür ki, babası AZERİ bile sorguya çeker! Elimden gelseydi, giderdim Mekke'deki kuralları bir gecede yıkardım. Sonra balyozumu Suudi kralının tahtına bırakır ve "O yaptı" diye yalan söylerdim.

İbrahim'in soyu İsrail lakaplı torunuyla BİTTİ. Ama milleti BEN-SEN yaşıyoruz. Milleti İbrahim der ayetler... İbrahim milleti... BU KUTSAL BİR SÖZDÜR. BUNU ALLAH BÖYLE KUTSAMIŞTIR.

Ayet..."Sizin için O'nda güzel örnekler vardır" . Öncelikle Resulullah'ın ahlakı Üsvei Habene'dir. Yani kafir iken bile GÜZEL AHLAKLIDIR. Müslüman olunca ona ilk gelen emirlerden biridir: "İBRAHİM GİBİ HANİF OL!". "Allah indinde EN GÜZEL DİN VE AHLAK odur" gibi ayetlerle Resulullah'ın AHLAKINA yama yapılmıştır. Eğer önceden Hanif olsaydı, o peygamber olmaz, direkt İbrahim gibi peygamber olmadan Allah'ı bulur TEK Dostu olur (kontenjan dolduğu için maalesef ikinci dost yok), sonra da peygamberliği alır ve HANİFLİĞİ Resulullah kurardı. O zaman da kendisine "Atan İbrahim gibi HANİF ol denmezdi”...

“Habibim”... Kur'an'ın HİÇBİR YERİNDE yarım kez bile geçmez... Tıpkı RECM edip taşlamak ayeti gibi (böyle bir ayet yok)... O sadece MİRAC hadisleri palavrasında var: "Ey habibim hoş geldin" diye. O ayetlere onu ekleyen MUAVİYE hanedanıdır. Yani MEALLERE onu koymuşlardır. Allah'ın TEK DOSTU İbrahim'dir ve O'nun milleti dolayısıyla... MİLLETİY İBRAHİM ve HANİF kelimeleri Allah'ın kutsadığı YEMİN ettiği ifadelerdir. Allah SADECE VE BİRİCİK olarak İbrahim+milletini dost edinmiştir. İbrahim olmasaydı insanlar iki sınıf olacaktı, “Sol” ve “Sağ” ama İbrahim nedeniyle ÜST ve üçüncü sınıf da yaratıldı... İBRAHİM MİLLETİ için, yani Hanifler için... Yani "İleride çıkacak olan/Allah Vaadi olan İSLAM protestantlığı için..." ve İLERİSİ bugün oluverdi artık.. Allah Resulüne Ala suresinde HANİFLİĞİ bile unutturdu, SAKLADI, konserve etti. Petrolün bulunması benzerinde, bir gün HANİFLİK de bulundu. O gün bugündür işte... Allah dostları ADAY olmaz, direkt İbrahim gibi cerbezece HANİF olurlar. Koparıp alırlar. İbrahim Cebrail'i dövmeye kalktı: "Benim Rabbim, ben istedim diye aşağı iner mi şeytan!" diye Cebrail'i dövmeye kalktı. 13 yaşındaki bu toy çocuğun aklı HİÇBİRİMİZDE yok... Cebrail gidip şikayet etti: "Bu kulun üzerime yürüdü!". İbrahim PEYGAMBER değildi de ondan... Cebrail inince otomatikman peygamber oldu. Oysa Resulullah EZELDEN peygamber (elçi, konsolos) beratına sahipti.

Ben Kur'an'ım (okunanım). Bende hiç biter mi? Denizler mürekkep olsa biter mi? Ve sadıklardanım (dosdoğruculardan) anlattığım Kur'an tevillerinde batıl ve bidat hele yalan HİÇ YOKTUR. Paranormallere aldırmayın, onlar İLERİDE zaten doğrulanacak (İsa gelecek, Mehdi gelecek gibi...). Onlar ileride OLUNCA tescil edilir. Ama bize paranormal deyip de evliya menkıbesi anlatanların SAÇMALIĞI hiç dikkati çekmedi... Onlar uçuyorlar, yalandan uçuyorlar... Onlar HANİF değil, herşey beklenir o parmaklarını kemirenlerden Evliya ve Şeyh ile Müslim papazlar devri kapanmıştır. Haniflik diye bir şey onları ılga etmiştir (lağvetmiştir). Batıl giderilmiş yerine HAK gelmiştir. Hak ise iki Harftir. Hanif ve Kur'an'ın başharfleri anlayan anlar bunu.


“Ümmi Olmak” Yukarı

Resulullah ÜMMİYDİ derken bazılarının inancı şudur ki, Resulullah OKUMA YAZMA BİLMEZDİ. Oysa Kur'an sadece "SAĞ ELİYLE HİÇ YAZMADIĞINI" ama "İkre/Oku" dediğini bildirir. Şimdi Kur'an'a BAKACAK olursak, Resulullah'ın OKU'duğunu ama YAZMA bilmediğini öğrenmiş oluyoruz.

Tüm YARATIKLAR içinde (Melekler özel bir matematik DİL ile konuşur ve okuyup yazmazlar, cinler ise IŞIK HIZIYLA telepatlık yaptıklarından OKUYUP yazmaları gerekmez... Nitekim cinler KUR'an OKUnduğunu DUYMUŞLARDIR... Yani Kur'an OKUMAMIŞLARDIR, OKUNDUĞUNU duymuşlardır. Cin Suresi’ni anımsayınız) SADECE ve sadece insan okuyup yazar! Sadece insan... Kalanı BOŞ!

Bir tarikate göre, "Resulullah daha sonra OKUMAYI öğrenmiş". Hatta HADİSLERDEN örnek vererek, Yahudilerin TEVRAT'ı Resulullah'a getirdiğini ve Tevrat içinde RECM (Taşlayıp öldürmek) Zina cezasının eskiden varolduğunu, sonra Tevrat'da bulamadıklarını ama Resulullah'ın hahambaşının başparmağı altında o ayeti "OKU"duğunu delil getirirler... Bunu tartışmıştık ve tutarsızdı.

1. Öncelikle hadistir, inanan kafir olur.
2. Tevrat KİTAP değil RULO'dur.

Resulullah'a rulo değil, kitap geldiği söyleniyor ki bu gelenek açısından mümkün değildir. Bu gün bile rulo biçimindedir. Ama asıl Tevrat ise TABLETLERDİR. Eğer o tabletler getirildiyse, O bizzat Allah'ımızın TUR dağına indirdiği ve Ahit Sandığı’nda saklanan tabletleridir ki bu durumda, TEVRAT ORİJİNALDİR (!)

3. Tevrat İBRANİCE yazılıdır. Daha Arap alfabesini bilmeyen Resulullah'ın nasıl olup da

a) Hem İbranice okuduğunu,
b) Üstelik İbranice ANLADIĞINI, tercüme edebildiğini nasıl iddia edebiliriz.

Böyle daha on çelişkiyi sıralayabilirsiniz. Yani Tarikatin "Hadis"i delil getirmesi SAPIKLIKTIR. Ahmet bu durumda, Resulullah'ın "İbranice okuyup yazdığını" da iddia ediyor gibi... Tıpkı Güneş'in "Cehennem olduğu" örneğindeki temel büyük yanlışları gibi... Bizim hiçbir tarikata diyet borcumuz yok. Biz sadece İbrahim milletine sorumluyuz ve sırtımızda kambur yok, üstelik Protestant=Hanif'iz... Yani biz bağımsızız...

Ümmilik, halkın anladığı manada okuma yazma bilmemek midir? Yoksa OKU'nması gerekeni okuyamamak mı? Bu sorunun yanıtı ümmi kelimesi içinde... Kamu... Amme yani. Amm (kamu hukuğu demektir), umum, umumiyet (çoğul). ÜMMİ olmak doğru bir KAVRAM sözcüğü müdür? Yoksa "CAHİL" kelimesini ÖRTMEK İÇİN mi ortaya atılmıştır.

Ve BİRŞEYİ kaçırmayınız. Allah dışında OKUYUP YAZAN TEK ÜMMET, topluluk, cins/tür, vb. SADECE İNSANDIR. Adem evrende ilk ve son kez "İSİMLENDİRMEYİ" keşfetti. Meleklerin aklı kaos oluverdi... Ve İDRİS KALEM'i eline aldı... İnsan ilk kez YAZDI! HİTAP>>>>>>KİTAP oldu. Kelam Kalem'e geçti (DEMİŞTİM). İdris bu buluşuyla ÖLÜMSÜZ YEGANE İNSAN oluverdi. Zaten HURİ (melez değildi) idi, her huri gibi ölümsüzdü ve her huri gibi CENNETLİKTİ.

“İkra”=Oku birinci sure (Adem Suresi) ve de "Kalem”=İkinci sure (Nun Suresi). OKU ve YAZ olarak başlamıştık Kur'an’a... OKU'MAK sadece (Allah +) İNSAN'a aittir. Başka bir varlık (Maymun, İblis, Yecüc) okuma yazma bilmez. Cibril de bilmez... Eğer bilselerdi, her biri LEVHİ MAHFUZ alternatifleri yaratırdı. Yazar kesilirdi... Ve Allah şu ayetle meleklerin OKUR-YAZAR olmadığını bildirmiştir: "Meleklerden kim , BEN de VARIM derse onu Cehennem ile cezalandırırız". Yani Cibril "LEVH'den eline verileni getiren bir ulak/postacıdır. O okuma yazma bilseydi, OTURUP KENDİ de yazardı. Çünkü meleklerin bir özerkliği var., Allah'a kafa tutuyorlar: "Yeryüzünde YENİ bir fesat mı yaratacaksın?" diyorlar. Yeryüzünde yeni fesat ADEM oluyor. Yani Cibril okuma yazma bilseydi, "Bu fesat insanoğluna iki laf da ben ekleyeyim" derdi. Cibril neden EMİNDİR. Çünkü ORİJİNALİ olduğu gibi özgün ve teypleyerek İNDİRİYORDU. Fikrini katmıyordu (Yani okuma yazması yoktu). Şimdi Cibril Emin ile Muhammed Emin'in ORTAK KARDEŞ PAYDALARI ŞU: Bunu bir örnekle vereceğıim. Kaba bir örnekle...

Bilgisayarımız OKUYUP yazıyor (Hatta sesli metin okuyor, ses komutuyla çalışabiliyor). Klavyesi yazıyor. İsterse kendi “dialog box”undan bize yazıyor ve + okuyor... AMA OKUMA YAZMA BİLİYOR diyebilir miyiz? Düşünelim bunu... Bize e-mail getiriyor... OKUYOR MU onları? Evet mekanik olarak OKUTABİLİRSİNİZ. Ama OKU'duğunu anlayabiliyor mu? Yoksa bir tür yapay bilinç ile papağan gibi programı mı taklit ediyor?

Cebrail ve Muhammed ül eminleri size anlattım... Örneksedim... Eğer Resulullah bilseydi ALA SURESİNDEKİ gibi, “Sana Kur'an OKU+tacağız ve sen bunu UNUTMAYACAKSIN, Allah'ın unutturdukları DIŞINDA..." bir ayetle muhatap olmazdı.

Hira'daki şuydu: VERİCİ "Oku" dedi (Allah), taşıyıcı dalga/teyp (Cebrail aynı sesi taşıdı). HİRA KOZASI içindeki ALICI (Resulullah bu komutu AYNEN aldı ve HİÇBİR FİKİR vb. eklenmeden OKU dendi... O kitaba geçti ve biz de hiçbir fikir eklemeden, onu "OKU" diye okuyoruz... Yani TEK OKUMA YAZMA BİLEN ALLAH'TAN, vericiden TEK OKUMA YAZMA BİLEN YARATIK OLAN İNSANA iletildi. Resullullah'ın ağzından da ALLAH VAHYİNİ İNDİRDİ (Abese Suresi’ni anımsayınız). İsa'nın cenini içinden de ana karnında TECELLİ etti ve konuştu (Kelamullah=İsa Allah kelimesidir, ayet uyarınca).


“Yaratılış - Üstün Irk” Yukarı

Önce Allah HIZLI olanı yarattı (melekler ışıktan hızlı gider), sonra daha az hızlı olanı (ışık/cinler) yarattı... Meleklerin tersine cinlerin nefsi (fesat çıkarma istidadı) vardı. Cinler yeryüzünde azdılar... Dinozor bile bırakmadılar. Doğaya zarar verdiler. Onların başına Allah cinlerden bir çocuğu bela olarak verdi. O tüm cinleri öldürdü, bir kısmı kaldı (şimdikiler onlar). O cinlerden bir IRK olan CİN ÇOCUK Azazil adıyla Cennet'e alındı. Cennet haznedarı oldu. Yeryüzü ise kanlı bir yeryüzüydü... Allah Adem'i yaratmayı (Halif ve muhalif olarak) yeryüzüne atamayı diledi. MELEKLER cinlerin geçmişine bakarak, yani devasa dinozor gibi hayvanları, mamutları vb. nasıl yok ettiğine bakarak, şimdi de İNSANIN yeryüzünde neler yapacağını (tahmin) ederek bu serzenişte bulundular. "Yeryüzünde yeni bir fesad mı yaratacaksın?", dediler. Hangi laf üzerine? "Ben yeryüzüne YENİ bir HALİFE yaratacağım" ayeti üzerine... Bunun iki türevi ve işlevi var:

1. HALF >>> Halife/Allah İktidarının temsilcisi
2. muHaLiF >>> Bu iktidarın KARŞITI düşmanı...

Bir yazı tura mı atacaksın? Bunu sordular... Rab’lerine... Ya Halif ya muhalif olmak gibi bir YAZI TURA... İyi ama, Allah'ın yazı tura ile, zar ile, barbut ile, poker ile NE İŞİ VAR? Melekler SAÇMALAMIŞTI. Zaten hemen de özür dilediler...

Bakara 30: Bir zamanlar Rabbin meleklere: "Ben, yeryüzünde bir halife atayacağım." demişti de onlar şöyle konuşmuşlardı: "Orada bozgunculuk etmekte olan, kan döken birini mi atayacaksın? Oysaki bizler, seni hamd ile tespih ediyoruz; seni kutsayıp yüceltiyoruz." Allah şöyle dedi: "Şu bir gerçek ki ben, sizin bilmediklerinizi bilmekteyim."
Bakara 31: Ve Adem'e isimlerin tümünü öğretti. Sonra onları meleklere göstererek şöyle buyurdu: "Hadi, haber verin bana şunların isimlerini, eğer doğru sözlüler iseniz."
Bakara 32: Dediler ki: "Yücedir şanın senin. Bize öğretmiş olduğunun dışında bilgimiz yok bizim. Sen, yalnız sen Alîm'sin, herşeyi en iyi şekilde bilirsin; Hakîm'sin, herşeyin bütün hikmetlerine sahipsin."
Bakara 33: Allah buyurdu: "Ey Adem, haber ver onlara onların adlarını." Adem onlara onların adlarını haber verince, Allah şöyle buyurdu: "Dememiş miydim ben size! Ki ben, göklerin ve yerin gaybını en iyi bilenim. Ve ben, sizin açığa vurduklarınızı da saklayageldiklerinizi de en iyi biçimde bilmekteyim."

Yani MELEKLER okuma yazma bilmezler, ilk bunu anlıyoruz ayetlerden. ikinci olarak GELECEĞİ de bilmezler (Allah'a şirk olamazlar), üçüncü olarak meleklerin nefsleri YOKTUR. Düşen MELEK denen Şeytan NEFSİ olduğu için kıskançtı ama meleklerin AYRIK kimliği yoktur (Mültikopya olarak matris kurarlar ve TÜMLEŞİKTİRLER). Nefsi olmayanın burada kıskançlığı değil, CAHİLLİĞİ sözkonusu: Allah'ımıza, "Halif-muhalif" yani YAZI TURA attırmaya kalkmaları AKILSIZLIK idi ve Allah onları düzeltince melekler de hemen ÖZÜR moduna geçtiler.

Adem, EVRİM sonucu oluşmadı. Cennet’teki bir tek günün Dünya tarihi olarak BİN yıl olması üzerine, 40 günde başlayan ve orada belki binlerce yıl süren bir BEKLEYİŞTEN sonra yeryüzünde prion ve virüslerden başlayıp gelişkin maymunlara dek süren bir EVRİM Dünya’da olurken, o Adem'in 40 günde bedenlenmesi içinde oldu. O çamur orada boşuna yatmadı. 40 günde Dünya evrimi ADEMİN içinde oluştu. Adem bunlarla BİRLİKTE kalktı... Amfibiler gibi doğmaya başlamamızın nedeni de budur... Kuyruklu embrio olmamızın da nedeni...

Acaba EVRİM'i İNSAN mı yarattı, YOKSA tersi mi? Dünyalara ÜSTÜN ırk olmanın bedeli HALİF olunca iyi de, lanetli Yahudi (Muhalif) olunca HINZIR VE ŞEBEK olmak oluyor. Şıbk=Maymun ve maymunsular. Parabiyolojide (gelecekteki bir bilim dalı) bu genetikler yakalanacak. İnsanın GEÇMİŞ AĞACI (Zürriyet bilim) ortaya konacak. Üstün IRKI da, sadece garip bir bitki ortaya çıkaracak. Akasya ağacı... O baharda çok güzel kokar, yolboyu süsü bir ağaçtır. Bu ağacın beyaz çiçeklerinin özü YENEBİLİR, çok güzel kokar bu ağaç. Bu ağaçtan elde edilen EKSTRE ile üstün -ama lanetli- ırk indikate edilebilir. Bu parabiyoloji, ve erken olur bunları yazmak.

Bakara 65: Yemin olsun, içinizden Cumartesi gününde azgınlık yapanları siz bilirsiniz. Onlara şöyle dedik: "Aşağılık maymunlar oluverin".

Maide 60: De ki: "Allah katında ceza olarak bundan daha kötüsünü size bildireyim mi? Allah'ın lanetlediği, üzerine gazap indirdiğidir o. Allah böylelerinden maymunlar, domuzlar ve tağut uşakları yapmıştır. İşte bunlardır yer bakımından daha kötü, yolun denge noktasını kaybetme bakımından daha şaşkın olanlar".

A’raf 166: Ne zaman ki, yasaklandıkları şeylerden ötürü öfkelenip başka aşırılıklar yapmaya başladılar, onlara şöyle dedik: "Aşağılık, maymunlar olun!"

Ve onlar aşağılık maymunlar şimdi... Aşağılanmak şu: Yeryüzündeki EN MÜKEMMEL olan (Maymun) demek. Ama biz zaten CENNET çıkışlıyız... O yasak ağacın lezzeti tadı biraz da Akasya olunca, yasak ve lanetli ağaç... Bir de lanetli şeytan... İşte bu üç lanetten bir PARABİYOLOJİ oluşacak/OLDU da (gelecektekiler biliyor). Üç tutam LANET alırsın, biri bitkidir, biri CİNDİR, biri de YAHUDİDİR. İblis+Yahudi+Akasya üçgeni... Bilmem anlatabildim mi? Hurilik yy=gibi bu da genetik olarak sürüp gidiyor... Unutmayalım ki RUHLAR (tek ruh) tümü aynı ANDA yaratıldı. Kimse "Atalarımızdan böyle gördük" DEMEYE HAKKI yok. Unutturuldu bu bize... Son nefeste anımsadığımızda, "Atalarımdan böyle gördüm" demek ASLA ve KAT'A mazeret/özür değildir.

SONUÇ: Ruhlar aynı anda yaratıldıysa MAZERET yoktur, ata yoktur, hata yoktur... Tam tersine EŞİTLİK vardır. Herkes aynı anda aynı şeyi bilmektedir... SON NEFESTE bunu HEMEN anlayıverecektir.

Bizim ruhlarımız "Elesti küm.../Kalu Bela denen bir esiri/etheric mekanda BERZAH'da yaratıldı. Bizden söz alındı. Doğumda bu söz unutturuldu ve ölüm anında hatırlatıldı/hatırlatılacak... Ve de bizler RUH olarak (Sudaki buz kalıpları olarak, yine suyun kendisi olarak) BUNLARI BİLİYORUZ. Sadece ALLAH unutturdu. Allah'ın diledikleri dışında diğerlerini anımsıyoruz. Tek anımsamadığımız ise Berzah'daki MİSAK'ımız... Yani imtihandayız... Ve "Atalarımızdan böyle gördük, benim suçum ne” DEMEK asla ve asla atalara atılacak bir çamur ve özür değildir. Çünkü orada ATA baba-oğul/ana-kız vb. yok... HERKES AYNI ANDALIKLI, aynı misakı verdi. Atalarımızın aklına ipoteklenmek CEHENNEMLİK olmak demektir.


“Tasavvuf” Yukarı

Tasavvuf'u (Hanif/Yesevi tasavvufu) da burada gizli ve daha sonra açık olarak SADECE BİLİMSEL ve teorik babdan yazıldı çizildi. Evrenin bir hologram/hayal olduğundan yola çıkarak o eski notlarda DOYUM garantisiyle Tasavvufu bulacağınıza inanıyorum. Çünkü Sonsuz ihtimaller, külli şey'in ler, elif noktaları diye başlayıp, sonunda TASAVVUFA geldik. Yani yöntemimiz tümden gelimliydi. Tüme varmak değildi. O yüzden BİZİM TASAVVUFUMUZ (Hanif tasavvuf) çok farklıdır. Mesela tarikat-marifet-hakikat aşamaları bizde farklıdır. Bizde Tarikat yerine HANİFLİK vardır. Marifet (Ariflik) yerine Malumat (Alimlik) vardır. Dolayısıyla bizde SÜNNETİ MUHAMMED yerine Sünnetullah vardır. Öyleyse HAKİKAT de başkadır. Allah'a YAKINLIĞI biz İBRAHİM'in ALLAH İLE DOST olması diye anlıyoruz. Oysa Tasavvufun klasiğinde Allah'ı İLMEN bilmek, GÖZLE GÖRMEK Allah ile NİRVANA evliliği yapıp ALLAH'ın kendisi olmak gibi Cehennem sözleri var. HİÇ KİMSE, İbrahim bile Allah'ı gözle görmedi... Mir'ac'a gitti, karanlık 70 bin perde arkasından (Karadelik tekilliği) GÖRMEDİ Allah'ı, Resullah efendimiz...

Tasavvuf SUFİ kökünden, Ebu Süfyan soyundan. Onun için Tasavvuf deyimini NAMAZ gibi "orijinal" olarak kullanmıyorum. Biz buna ELİF (Aleph) matematiği diyoruz. Ya da Küllişey'in, ya da Hollygram matematiği diyoruz. Tasavvuf kelimesini sadece UYGUN olmadığı halde çağrıştırmak için kullanıyorum. Peygamber=Peyk, uydu cinlenmiş demek, Namaz (Nomad=Ateşe tapma mecusi ayini ve secdesi demek), ama bunları ÇAĞRIŞTIRMAK için kullanıyorum. Tasavvuf da böyle.

KİMSE ALLAH'ı görmedi ve GÖRMEYECEK de, ama Sabıkun'daki VECHE'sine ulaşacak... Cennet'e giren hiçbir kimse Rabb’ini görmeyecek. İbrahim makamına yakın olanlar ise HİSSEDECEKLER... Kimse "Enel Hak” diye Allah ile birlenmeyecek... Bu yolda olanlar için EBEDİ azap var (Ali İmran 104 ile 115 arasında serpiştirilmiştir. Bunlar tasavvufçular ve MEZHEB imamları yani kurucularıdır). Tasavvuf SAPIKLIKLARINA da Şuara Suresi’nde “şairler” diye atıfta bulunulmuş, son ayetlerde. "Şeytan'ın ŞEYHLER ve tasavvuf zırvacıları üzerine indikleri" bildirilmiş ve gerçek mutasavvıfların (Hızır dede/Yesevi vb.) onların tasavvufunun GERÇEK olduğu söylenmiştir. Ve hatta onların diğer şeytan inmiş tasavvufçulardan intikam alacağı bildirilmiştir. Bu gizli tasavvuf savaşında bir tarafı YESEVİ bir tarafı da Edebali ailesi temsil etmektedir.

Allah'ın adlarını zikretmek güzel ama sonunda ALLAH'I GÖRDÜM diyorsanız ebedi Cehennem’desiniz... En büyük yalancısınız. Allah bize RUHUNDAN üfledi, yani KALU BELADA bile biz değil ALLAH KENDİ KENDİNİ GÖRDÜ... Bunu anlayamayan tasavvufçu olamaz. Sen nasıl Allah'ı GÖRÜRSÜN diye hesap sorarlar adama zebaniler...


“Zig-Zag - Zip-Zap” Yukarı

Benim için (Ali İmran 115 gereği) yaptıklarımı ÖRNEK OLARAK ANLATMA yetkisi var. Yani ben ÖĞRENCİ OKUTUYORUM dersem bunu örneksersiniz ve OKUTURSUNUZ. Ama bunu SAKLARSAM, sevabı kaybolur dersem BUNDAN HABERİNİZ olmaz ve üstelik iyilik yapmanıza da engel olmuş olurum. O yüzden BENİM yaptığım HAYIRLARI yazmamı tuhaf karşılamayınız. Ben SAKINIYORUM, merak etmeyin. Ama ÖRNEK olmam gerekir. Yaptıklarımı BEN ayet gereği anlatabilirim. Çünkü ÖRNEK alınması gerekir. SAKLARSAM, kim örnek alacak... Yoksa filancanın düğününde hem nikah şahidi, hem imam, hem orkestracı, hem de altın takıcısı olduğumu söylerken başa kakmıyor ve kendimle BÖBÜRLENMİYORDUM. Sadece ve sadece NASIL İYİLİK VE HAYIR İŞLERİNE KOŞULUR diye örnek gösteriyordum. Ali imran 114 ve 115'i okuyunuz. Bunu SİZ yapamazsınız. Çünkü BATILI (garip) Müslümanlar için verilmiş bir HAKTIR bu.

Ali İmran Suresi:

113: Ama hepsi bir değildir. Ehlikitap içinden Allah için baş kaldıran/Allah huzurunda el bağlayan/hak ve adaleti ayakta tutan/kalkınıp yükselen bir zümre de vardır; gece saatlerinde secdelere kapanmış olarak Allah'ın ayetlerini okurlar.
114: Allah'a ve âhiret gününe inanırlar, iyilik ve güzelliği belirlenmiş olana özendirirler, kötülük ve çirkinliği belirlenmiş olandan sakındırırlar. Hayır işlerde yarışırcasına koşarlar. İşte bunlar hayra ve barışa yönelik hizmet üretenlerdendir.
115: Yapmakta oldukları/yapacakları hiçbir hayır, nankörlükle karşılanmayacak/karşılıksız bırakılmayacaktır. Allah, takva sahiplerini çok iyi bilmektedir.

İŞTE BU ZİG-ZAG idi, yani BEN de oradayım. Geceleri secdeye kapananlardan (Gizli Müslümanlar gündüz ibadetlerini saklarlar). Merhaba beni tanıdınız mı? Gözünüz bazı ayetlerden ısırıyor mu? Gece saatlerinde Allah'ın ayetlerini okuyan birini tanıdınız mı? ŞİMDİ YAPTIĞIMIZ bu,bu ibadeti yapıyoruz. Sizi de İbrahim milleti olarak BURADA kendimizle koalisyon ettik. Birbirimize HARMANLADIK. 104 ve 114, birlikte iyiliği emredip kötülüğü yasakladık. Biz ZİPZAP olduk, birbirimize girift olduk. Batı ve Doğu kalmadı, BİZ 110 olduk artık. Beklenen MİLAT gerçekleşti. Ve artık HER BİRİMİZ 110'uncu ayetteniz (ZipZap bunun için kuruldu), doğu ve batı kalmadı. BEN artık HEM de 104'üm, hem de 114'üm ve hem de 110'um...

Ali İmran 110: Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz: İyilik ve güzelliği belirlenmiş olana özendirirsiniz, kötülük ve çirkinliği belirlenmiş olandan sakındırırsınız, Allah'a iman edersiniz. Ehlikitap da iman etseydi, kendileri için, elbette hayırlı olurdu. İçlerinde müminler vardır ama onların çoğu sapıkların ta kendileridir.

Şimdi birlikte 110 içinde TEK VÜCUT, özbeöz İKİZ KARDEŞ olarak BİRBİRİMİZE ET-TIRNAK olduk. Bu bir bayram mesajıdır aynı zamanda... (Bayram semboliktir. Bu geceyi de bayram sayabilirsiniz).

Sembolik olmayan sadece HARAM AYLARIN, yeni ay ile girmesidir. Ama bayram'ın böyle bir şartı yok... Yani ramazan ve haram ayları YENİ AY (hilal) gösterir. Ama bayramı bu dört aydan BİR kaç gün olarak İLAN edebilirsin. Yeni ay ile ilgisi yok Bayramın... Dört ay sürecek bir Hacc'ın, zaten BAYRAM ile ne ilgisi var ki? Hangi haram ayda hacca gidersen o dört gün SENİN BAYRAMIN olur. Ben gelecek ay giderim, sen ise beş ay önce gitmiştin. İşte o HACC ettiğin dört gün senin ÖZEL ve de SEMBOLİK bayramın...

Haniflik DOĞUDAN çıkmayacak İDİ. Batılılar gösterecek ve doğudan bir grup ayrılacak, sonra bu ikisi birleşecek ve HANİFLİK milat olarak ortaya çıkacak İDİ. Çıktı da... Biz sahiplendik... Çünkü şilmdiye dek KİMSE getirmemiş bunu, görmemişler bunu... Hep DOĞUDAN çıkmış ahkamcı... Batıdan İLK KEZ çıkıyor... Birşeyler İLK olunca, artık HANİFLİK bizim patentimiz oluyor. Martin Luther, Pierre Calvin de Protestanlığı İLK ortaya koydular... Şimdi biz de İLK olarak İSLAM PROTESTANTLIĞINI ortaya koyduk. DİKKAT ederseniz, bunlar İslam ve Dünya tarihinde İLK kez oluyor (Herşeyin bir ilki vardır, bu da bize nasip oldu).


“Kur’an - Mezhep” Yukarı

Kur'an sizin NUR'dan dostunuz olsun! Arkadaşımı tavsiye ederim. Çok iyi arkadaştır. Her şeyi söyler, konuşur O! En hayırlı dostunuzdur sizin! Resullullah da size KUR'AN'I emanet etmedi mi? "Size şu nurlu Kur'an'ı bırakıyorum ve yegane emanetinizdir, ona sımsıkı sarılın" demedi mi? Haydi MİRASÇILAR neredesiniz? Alın şu emaneti! (Arkadaşımdır incitmeyin) Yoksa incinir. Cuma tatil derseniz incinir. Beş vakit 40 rekat namaz derseniz nurunu size söndürür de ebedi KÖR olursunuz. Allah'ını seven... Onu duvara asmasın. Günahı boynuma... Sarılsın yastığının altına koysun, başucunda elaltında bulundursun. Şu KUR'AN'I muska gibi, Hinduların kutsal ineği gibi görmeyin. Allahını seven onu yanından ayırmasın hep el altında bulundursun. Bunun abdestle falan ilgisi de yok. Boy abdestin yoksa jokerin (teyemmüm) de mi yok? Hafız Kurra da bazen boy abdestsiz olmuyor mu? Oysa o KUR'AN hafızı... Yani KUR'AN gibi, demek ki bu işin ABDEST ile ilgisi yok... Olsaydı, hiç bir hafıza evlilik dahil cinsel monolog izni çıkmazdı. İnsanlar tuvalete gidemezdi (Hafızsın ya sen Kur'ansın, tuvalette ne işin var?).

Sadece Kur'an'a arınmışların yanaşabileceği söylenir. Bunu namaz abdesti diye yazarsalar amaçlarına ulaşırlar. Şöyle ki: KUR'AN’I ikide-bir abdest almamak için OKUMAYIP duvara asarsın. Yani okumayı en aza indirirsin. Bunun yerine HADİS okursun. Hadislerde abdest, boy abdesti gerekmez çünkü. Hadis okursan da ŞEYTAN'a yoldaş olursun, çünkü kur'an ile arkadaşlığın önlenmiş olur. Yani Kur'an ARKADAŞINIZDAN "Abdest" töreni yüzünden kaçarsınız.

Kur'an'ı yüzüstü, yanüstü, sırtüstü, yatakta, ayakta ve otururken okuyabilirsiniz. Öyle RAHLE ye koymak falan da yok... Allah'ı yüzüstü, sırtüstü, yanüstü anmak için elinizde SADECE KUR'AN var! Başka HİÇBİR ŞEY YOK! Allah ayetleri böyle diyor... Hadisler de "Yükseğe as, muşambalara dola!” falan diyor. Kilitle, çocuğun falan yanlışlıkla dokunur da ÇARPILIR" derler böyleleri. Hele hadislere göre kadınlar pislik, şeytan ve musibetlerdir. Bunların hiç dokunmamaları gerekir. Hadisler de kadınların "Zekeri olmadığı için sürekli ıslak idrarlı olduğu ve Kur'an'a hiç dokunmamaları gerektiği” söylenmiştir. Allah'ım RAHİM olan kadınlarına yapılan bu hadis iftiraları için ben bile davacıyım. Senin kullarını İKİYE ayırıyorlar Yarabbi... Kadın ve erkek diye... TAKVA'da üstünlüğü yok ediyorlar. Kur'an'ı okutturmuyorlar.

Şafi ve Hanbelilikte "Hayız ve nifastan kesilen yaşlı kadınlardan başkasının Kur'an'a dokunmaması gerektiği" özellikle vurgulanır. Kadın eli (annenin, bacının eli dahil) abdestini bozuyorsa, bu mezheb imamlarının kralcılarının çok çekeceği var... Şafiilik HAK mezhebidir ya! Anan senin abdestini bozar, yanlışlıkla anan gömleğinin yakasını düzeltirse, ya da "Allah kolay getirsin" diye senin sırtına vurup işe gönderirse, sen CENABETSİN. HAK MEZHEBİDİR bunlar, dokunulmazlığı var. Mezhebi olanın DİNİ olmaz... Bunu bilselerdi. Ya da tersi: Dini olanın mezhebi olmamalı. Bakalım Allah ne diyor?

Ali İmran 103: Hep birlikte Allah'ın ipine yapışın, fırkalara bölünüp parçalanmayın. ...

Ali İmran 105: Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. İşte bunlar için büyük bir azap vardır.
Ali İmran 106: O gün bazı yüzler ağarır, bazı yüzler kararır. Yüzleri kararanlara: "İmanınızdan sonra küfrettiniz ha? Öyle ise inkâr etmenize karşılık azabı tadın".
Ali İmran 107: Yüzleri ağaranlara gelince, Allah'ın rahmeti içindedirler. Onlar orada ebedî kalacaklardır.

103. ayette emir belli: “Parçalanıp ayrılmayın”. 105. ayet de MEZHEB. Yani tek bir din indikten sonra MEZHEBLERE bölünen İslam dahil tüm dinler için BÜYÜK bir azap vardır.

“O gün bazı yüzler ağarır, bazı yüzler kararır. Yüzleri kararanlara: İmanınızdan sonra...”, yani MEZHEB YOKTUR dememe rağmen, mezheb icat ettiğinizden dolayı, bu mezheb tüccarlarına, “Yüzleri kararanlara: İmanınızdan sonra küfrettiniz ha? Öyle ise inkâr etmenize karşılık azabı tadın", denecektir. Onlar dini böldükleri için ebedi Cehennem’de ve bizim gibi sizin gibi (Ali İmran 104'ü) tavsiye edip, dini bölmeyip, birleştirici olanlara da “Yüzleri ağaranlara gelince, Allah'ın rahmeti içindedirler. Onlar orada ebedî kalacaklardır”, ayeti muhatap olacaktır. Sizin muhatabınız bu ayetlerdir. Mezheb imamları ve bunların kralcıları için CEHENNEM ebedi kurulmuştur. Mezhebim var=Dini böldüm, diyenlerin de onları görmeleri gerekiyor.

Geri Dön     Yukarı